Kendimi dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyorum. | TED | أشعر حينها بأني أكثر الأشخاص حظاً في هذا العالم. |
Dünyadaki en şanslı iki adamız. | Open Subtitles | نحن الرجلان الأسعد حظاً في العالمِ، تَعْرفُ ذلك؟ |
- Buna hâla inanamıyorum. Dünyanın en şanslı erkeğiyim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصدق الأمر حتى الآن أنا الرجل الأكثر حظاً في العالم |
Dünyanın en şanssız adamıyla ilgili olan hikâyeyi duydun mu? | Open Subtitles | هل سبق وأن سمعتِ بقصة أسوء الرجال حظاً في العالم؟ |
Sanırım o alanda en şanssız olan adamı... Başkan olarak seçtiniz. | Open Subtitles | و أنتم قد إنتخابتوا رجل كرئيس الذي يكون على الأغلب ؛ أقل الرجال حظاً في العالم في هذه النقطة. |
Dünyanın en şanslı babasıyım. | Open Subtitles | أنا الوالد الأفضل حظاً في العالم تعلمين ذلك؟ |
Bu atış, şanslı atışlar tarihinde görülmüş en şanslı atış oldu! | Open Subtitles | لقد كانت الطلقة الأسعد حظاً في تاريخ الطلقات المحظوظة |
Sana diyorum, Reggie. Jersey'deki en şanslı adam benim. | Open Subtitles | أخبرك ريجي أنا أكثر الرجال حظاً في جيرسي |
Kendimi gezegendeki en şanslı kadın gibi hissediyorum | Open Subtitles | أشعر أنني المرأه الأكثر حظاً في هذا الكوكب |
Çok mutluydum. Kendimi dünyanın en şanslı kızı gibi hissetmiştim. | Open Subtitles | كنت سعيدة جدا، أحسست أني الأسعد حظاً في العالم |
Hayatımın en şanslı günü olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | أن أتصل بكِ لنخرج كنت أشعر أن هذا أكثر الأيام حظاً في حياتي |
Hayır. Kendimi dünyanın en şanslı erkeği gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أشعر بأني اكثر شخص حظاً في العالم |
Kendini krallığın en şanslı kadını olarak görmelisin. | Open Subtitles | يتعين ان تعتبري نفسك المرأة الاكثر حظاً في المملكة |
Okuldaki en şanslı kız benmişim. | Open Subtitles | حسناً ، أنا الفتاة الأوفر حظاً في المدرسة |
Ve gerçek birine yaptığında, o kız dünyadaki en şanslı kız olacak. | Open Subtitles | وعندما ستقوم بذلك لإحداهن في الحقيقة، سوف تكون أكثر فتاة حظاً في الكوكب. |
Kendimi Batı Pennsylvania'daki en şanslı adam olarak hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر أني الرجل الأكثر حظاً في بانسيلفينيا الغربية. |
Bence oğlunuzla birlikte olduğum için dünyanın en şanslı adamıyım. | Open Subtitles | حسناً، أظن أني الرجل الأكثر حظاً في العالم لكوني على علاقة مع إبنك. |
Dünyadaki en şanssız kadın bu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون الامرأة الأسوأ حظاً في العالم |