Şayet o domuza herhangi bir cazibeli işmarda bulunursan hiç terddüt etmeden o güzel kafanda sikimi sokacak kadar bir delik açarım. | Open Subtitles | أنت تعطي أن الخنزير كثيرا كما دافع مغر، انا ذاهب لتفجير حفرة في رأسك كبيرة بما يكفي ل الجمجمة اللعنة عليك في |
Ocağın arkasında duvarda bir delik buldum ve para içindeydi. | Open Subtitles | وجدتُ حفرة في الحائط وراء الفرن وكان المال في الداخل |
Tanım konmuş, ilaçlarım verllmiş ve göz ardı edilmiştim ve bu zamana kadar sesler tarafından o kadar işkence görmüştüm ki onları kafamdan atmak için kafamda bir delik açma teşebbüsünde bulundum. | TED | تم تشخيصي، تخديري و إهمالي، وكنت الآن معذبة بشدة من قبل الأصوات لدرجة أني حاولت أن حفر حفرة في رأسي لإخراجها. |
Birkaç adama çölde bir çukur kazdırt, sana yerini göstersinler. | Open Subtitles | أرسل رجلين لصنع حفرة في الصحراء ثم اجعلهما يرونك مكانها |
Çitteki bir delikten geçip ötekine tırmandı. | Open Subtitles | و خرج من حفرة في السور. و نحن نعتقد أنه نحت الأخرى. |
çukura düştü. Onu çıkaramadım. | Open Subtitles | سقطت بداخل حفرة في الأرض لم أستطع إخراجها |
Yani yerdeki delikte böcek buldun. | Open Subtitles | إذاً , وجدت بعض الخنافس في حفرة في الأرض |
Geçen yılın bir kısmında çukurda yaşarken bir kaç sıçan arkadaşım olmuştu. | Open Subtitles | حسناً، أنا .. أنا كنتُ أعيش في حفرة في أفضل جزء من العام الماضي. |
Bir seferinde olduğu gibi, marketteydim ve biri başımda yanan bir delik var gibi bana bakıyordu. | TED | مثل مرة ما في المتجر، حدق شخص بي، وكأنه يصنع حفرة في وجهي. |
Hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir adamın kafasında delik açmak üzeresiniz. | Open Subtitles | كنت على وشك فتح حفرة في رأس رجل لا تعرفين عنه شيئاً |
Zeminin ortasında kamerayı ve kemeramanı içine indirdiğimiz koca bir delik dahil herşeyi kullandık. | TED | إستخدمنا كل المساحة، بما في ذلك حفرة في الأرض إنزلنا فيها الكاميرا وطاقم التصوير |
Tüm bunlardan sonra, kuyu sadece bir delik. | Open Subtitles | بعد كل هذا العمل سيكون البئر يعتبر مجرد حفرة في الارض |
Karının karnında kocaman bir delik açıldı, yani ameliyattan sağ çıksa bile uzun ve zor bir iyileşme dönemi olacak. | Open Subtitles | , لديها حفرة في بطنها , حتى لو أنها نجت من الجراحة ستمر بفترة نقاهة طويلة و مؤلمة |
Dostum Sarah öldürüldüğünde içimde bir delik açıldı ve acıyla başa çıkmanın en iyi yolunun, başkalarına yardım etmek için olabildiğince hızlı işe dönmek olduğuna inandım. | Open Subtitles | عندما قتلت صديقتي العزيزة سارة ذلك اوجد حفرة في داخلي واظن بأمانة ان طريقة معالجتي للالم |
Ayrıca kimse kafanı kazımayacak, kafatasında bir delik açmayacak, ve beyninin bir köşesini de eşelemeyecek. | Open Subtitles | لا أحد سيقص شعر رأسك لا أحد سيحفر حفرة في جمجمتك سوف تدور داخل عقلك |
Bu yüzden merdivenleri es geçip, şuraya bir delik açacağım. | Open Subtitles | لذا أودّ أن أقفز على السلالم ونفتح حفرة في الارض هناك |
Kimse duymadan, güvenlik görevlisini alt edip, yerde bir delik açmamız gerek. | Open Subtitles | حسناً ، علينا أن نهتمّ بالحارس ونفجّر حفرة في الأرض دون أن يسمع أي شخص أي شيء |
Onu cezalandırmak için yerde bir çukur açtılar ve asiyi kafasına kadar gelecek şekilde o çukura koydular. | Open Subtitles | و لكي يعاقبونه, حفروا حفرة في الأرض و وضعوا المتمرد فيها باستثناء رأسه |
Gidip de toprağa bir çukur kazarsan seni öldürürüm. | Open Subtitles | وان قمت بحفر حفرة في .. في حقل قذر سوف اقتلك |
Marwan ve adamları bodrum duvarına açılan bir delikten kaçtılar. | Open Subtitles | لقد هرب (مروان) ورجاله من حفرة في القبو الخارجي |
...buzdaki bir delikten ve o balığı yakalıyor. | Open Subtitles | - (جريس) ! حفرة في الجليد... ، ويمسك تلك السمكة |
Evimde otururken eski erkek arkadaşımın tarla sincabı gibi arka bahçemdeki bir delikte yaşıyor olmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع العيش في منزلي ورؤية خليلي السابق يعيش في حفرة في فناء منزلي وكأنه سنجاب |
Çölün ortasında bir çukurda yatmayı hak edecek hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | لا يستحق بإن تنتهي حياته في حفرة في وسط الصحراء |
Boynunda delik var. Kan akıyor. | Open Subtitles | انت لديك حفرة في رقبتك ، والدم يخرج منها |
Sonra kapıda delik açmak için patlatacağım. | Open Subtitles | وبعدها سأستخدمهم لكي أعمل حفرة في الباب. |