Senin birliklerin ve tüm barış koruma operasyonunun da çıkmasını. | Open Subtitles | بأن تنسحب جميع قواتك المسلحة كذلك, وإبطال عملية حفظ السلام |
kullanılmasıdır. Pek çok sivil savaşın çözümüne yol açan da barış koruma misyonlarına olan bu katılımdır. | TED | حول العالم ان مشاركة قوات حفظ السلام ومهماتها قد ادت بالفعل لردع الكثير من الحروب الاهلية |
Burası Guetamala ordusunun, Birleşmiş Milletler kapsamında diğer ülkelerden gelen barış koruma askerlerinin eğitildiği | TED | حيث تدرب قوات جواتيمالا العسكرية قوات حفظ السلام من الدول الأخري . القوات التي تخدم مع الأمم المتحدة |
Köyler ve arabulucular da artık ateş altında. | Open Subtitles | جنود حفظ السلام بكلا القريتين يتعرّضون للتيران الحيّة الآن. |
Bu barışı koruyabilmek adına Cezayir'de Marcel'e katılacağım. | Open Subtitles | لذا لأجل حفظ السلام قررت الذهاب مع (مارسل) لـ (الجزائر). |
Eğer politika reformu ve yardımlar gelmezse, ekonomik düzelme sağlanamaz ve ekonomi düzelmezse barış koruyucuları için çıkış olmaz. | TED | و إذا لم تصلح القوانين وتحصل على المساعدات فلن تصل الى التعافي الإقتصادي وهي إستراتيجية الخروج لقوات حفظ السلام |
barış koruyucularını sevk edin, ama en kısa sürede geri çekin. | TED | أذا أبعث بقوات حفظ السلام هناك، ولكن أرجعهم لبلدانهم بأسرع ما يمكن |
Tepesinde BM barış Gücü belası var. | Open Subtitles | انه مشغول بقدوم قوات حفظ السلام الدولية |
Çok eski zamanlardan bu yana, Yeşil Fener Birliği evrenin her yerinde barışın, düzenin ve adaletin koruyucuları oldular. | Open Subtitles | منذ زمن سحيق واتحاد الفوانيس الخضر يعمل في حفظ السلام وبسط العدالة بالكون. |
Ve daha fazla saldırı olursa, tüm barış koruma görevi... | Open Subtitles | و إن كان هناك هجمات بقذائف الهاون فإن كل مهمة حفظ السلام |
Sizce bu olay barış koruma görevine zarar verecek mi? | Open Subtitles | أتعتقد أن هذا سيُعرض مهمة حفظ السلام للخطر؟ |
Çünkü bu barış koruma görevi her şeyi daha da tehlikeli hale getiriyor gibi. | Open Subtitles | لأن مهمة حفظ السلام برمتها تجعل الأمور أكثر خطورة فقط |
barış koruma görevini hiç istememişti. | Open Subtitles | لم يرغب بمهمة حفظ السلام |
barış koruma mı? | Open Subtitles | حفظ السلام |
Bazen mutabakat veya ateşkes anlaşmaları ya da arabulucular bu süreçte rol oynar. | TED | وفي نفس الوقت هناك تسويات بين الاطراف المتنازعة او اتفاقيات ايقاف اطلاق النار او ان قوات حفظ السلام قد انتشرت في المنطقة |
arabulucular sınırda ateş altına düştüler. | Open Subtitles | "و قوات حفظ السلام مُعرّضين للنيران الحيّة عند الحدود" |
Artık kurtlar birleşip Hope güvende olduğuna göre sağlanılan bu barışı koruyabilmek adına Marcel'e Cezayir'de katılacağım. | Open Subtitles | توحَّد المذؤوبون وأمِنَت (هوب) لذا لأجل حفظ السلام قررت الانضمام لـ (مارسل) في (ألجيرز). |
Kadına karşı şiddetin dorukta olduğu bir ülkede Hindistanlı bu barış koruyucuları yerel halktan bir sürü kadını da polis gücüne katılmaya özendirdi. | TED | فى بلد يمزقة العنف تجاة المرأة، قوات حفظ السلام الهندية ألهمت العديد من النساء المحليات للإنضمام الى قوات الشرطة. |
Güvenlik meclisinin görevi, güvenliği sağlayan barış koruyucularını temin etmektir. | TED | مجلس الأمن ببساطة هو المسؤول عن توفير قوات حفظ السلام الذين يبنون الأمن |
17 yıl önce, bir BM barış gücü Yugoslavya'ya hareket etmişti. | Open Subtitles | ،قبل 17 سنة "تقدمت قوات حفظ السلام الأمريكية إلى "يوغوسلافيا |
Çok eski zamanlardan bu yana, Yeşil Fener Birliği evrenin her yerinde barışın, düzenin ve adaletin koruyucuları oldular. | Open Subtitles | منذ زمن سحيق واتحاد الفوانيس الخضر يعمل في حفظ السلام وبسط العدالة بالكون. |