ويكيبيديا

    "حقائق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçek
        
    • gerçeklere
        
    • gerçeklerini
        
    • gerçeği
        
    • gerçeklerle
        
    • bilgiler
        
    • gerçekler
        
    • şeyler
        
    • gerçekleri
        
    • bilgi
        
    • gerçeklerin
        
    • kanıt
        
    • gerçeğe
        
    • gerçektir
        
    • gerçeklerden
        
    Fakat her bir imge, içinde yaratıcısının niyetine, izleyiciye ve sunulduğu ortama bağlı olarak birden fazla gerçek barındırır. TED ولكن هناك حقائق متعددة معلقة على كل صورة، اعتمادا على نية مبتكر ، المشاهد والسياق الذي يقدمه.
    eğer dünyada tek yaşamlı bir kültürde sadece bir kere yaşasaydınız ikili mantıkla sabit fikiri göreceksiniz tamamiyle gerçek, standartizasyon, mutlakiyet, tasarımda doğrusal modeller. TED اذا عشت لمرة واحدة، في ثقافات الحياة الواحدة ستجد هوس بالمنطق الثنائي حقائق مطلقة، معايرة مطلق، أنماط تصميم خطيه
    Bu filmdeki karakterler gerçektir ve olaylar tarihi gerçeklere dayanmaktadır. Open Subtitles شخصيات هذا الفيلم حقيقية وأحداثه مأخوذة عن حقائق تاريخية
    Bu adil değil. Hayatın gerçeklerini öğrenmeden yaşlı bir adam olacağım. Open Subtitles هذا ليس عدلا.سأصبح عجوزا قبل أن أتعلم حقائق الحياة.
    Yoksa bu birlikte yaşamamız gereken hayatın bir gerçeği mi? TED أو إنها احدى حقائق الحياة التي يجب أن نتعايش معها؟
    ...bazı ana gerçeklerle bunu yıkabiliriz. TED لكننا نبسط هذه الأرقام إلى حقائق أساسية
    Çoğunlukla garip davalar hakkında garip bilgiler kaydediyorsunuz. Open Subtitles تسجّل حقائق غريبة في الغالب على الحالات الغريبة.
    İmgesi hızla çoğalsa da, Kahlo'nun eserlerinin bütünü bizlere hayat, iş ve ikonun ardındaki kadının mirası hakkında basit gerçekler olmadığını hatırlatıyor. TED وعلى الرغم من انتشار صورتها، إلا أن أعمال كاهلو تذكرنا أنه لا توجد حقائق بسيطة عن حياة وعمل وإرث المرأة وراء الصورة.
    Yamamoto'nun susmaya devam etmesi de onları gerçek yapmıyor. Open Subtitles وصمت ياماموتو المستمر لم يحولها الى حقائق
    Bu da bu mesajların niyeti gösterdiğini ama gerçek olmadığını gösterir. Open Subtitles وهذ يجعلها رسائل تدل على نية القتل وليست حقائق
    Gazeteciler gerçek değil, görüş bildirir. Open Subtitles ذلك الصحفي يقول رأيه. لكنها ليست حقائق مسلمة.
    Eğlenceli olan tek gerçek birinin saklamaya çalıştığı gerçektir. Open Subtitles حقائق المرح الوحيدة هي التي يحاول الشخص إخفاءها
    İma ettiğim şey, Yüzbaşı, gerçeklere ihtiyacımız var, efsanelere değil. Open Subtitles ما اريد ان اوضحه , ايها الملازم , نحن نريد حقائق , وليس اساطير
    Benim korktuğum şeyler, bazı gerçeklere dayanıyor. Open Subtitles مخاوفك؟ حسن ، الأمور التي أخشى منها مبنية على حقائق كما تعرفين
    Haklı olduğunu söylemiyorum ama görevin gerçeklerini bilmeyi hak ediyorlar. Open Subtitles أنا لا أقول أنك محق و لكنهم يستحقون معرفة حقائق المهمة
    Peki, Afrika'nın gerçeği nedir? Daha doğrusu, Afrika'nın pek çok gerçekliğinden hangisine odaklanmayı seçiyoruz. TED إذًا ما هو واقع أفريقيا، أو بالأحرى، على أية حقيقة من حقائق أفريقيا يجب علينا أن نركز؟
    İş arkadaşlarımız sesini duyuruyor, endüstriler iş yeri kültürünü yeniden gözden geçiriyor ve aileler ve arkadaşlar saklı tutulmuş gerçeklerle ilgili zor konuşmalar gerçekleştiriyorlar. TED زملاؤنا يتحدثون ويُفصحون وعدة صناعات تعيد النظر بثقافة مكان العمل، وعائلات وأصدقاء يخوضون نقاشات صعبة. عن حقائق راسخة.
    Ayrıca çok güzel bir web sitesi de yaptı. Aile geçmişlerimizi anlatan çok tatlı bilgiler var. Open Subtitles بالإضافة لأنه جهز موقع لزفافنا الجميل مع حقائق لطيفة عن تاريخ عائلاتنا
    Lolita'ya hayatın gerçeklerinden bahseden oldu mu acaba? - gerçekler mi? Open Subtitles نحن نتسائل, هل قام أحد بأرشاد لوليتا عن حقائق الحياة ؟
    Belli başlı şeylerle başlayalım. Siz bana bakarsınız, adımı ve hakkımda belli başlı şeyler bilirsiniz ve yargılamalar yaparsınız. TED حسنًا، نبدأ بالصور النمطية، أنتم تنظورن إليَّ، تعرفون اسمي، تعرفون حقائق محددة عني، ويمكنكم إجراء أحكام محددة.
    Hakikaten kim olduğunla alakalı gerçekleri bulmak asla kolay değildir. Open Subtitles إكتشاف حقائق بشأن هويتك الحقيقية لا يُعد أمراً سهلاً مُطلقاً
    Bilimsel bir bilgi edinmek istediğinizde bir dizi tuhaf paranoyak komplo teorisiyle karşılaşmazsınız. TED يعني أنه عندما تريد معلومات حول حقائق معينة، لن تجد مجموعة من النظريات الغريبة والمثيرة للشك.
    Bu durum, ırk ve bununla bağlantılı öfkeyi tamamen bağlamından koparıyor ve bu da alternatif gerçeklerin yeşermesi için uygun zemin oluyor. TED هذ الشىء غير المبرر والغضب المرتبط بها، هو أرض خصبة للحصول على حقائق بديلة للنمو.
    Mulder, elinde tek bir kanıt olmadan ciddi sonuçlara varıyorsun. Open Subtitles مولدر، أنت تجعل حرج الفرضيات بدون أيّ حقائق.
    Geçmişteki bazı olaylar gerçeğe dayanır bazıları da yalana. Open Subtitles بعض التاريخ مبني على حقائق وبعضه الآخر على أكاذيب
    Bu iki ülke açısından oldukça az bilinen bir gerçektir. TED وهذه هي مجرد حقائق بسيطة متعارف عليها عن تلكم الدولتين.
    gerçeklerden mi bahsediyoruz yoksa bambu telgrafı mı bu? Open Subtitles هل نناقش حقائق قاسية أو برقية الخيزران ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد