Şey, o sırada, kendime bilmenin hakkın olduğunu söyledim. | Open Subtitles | في هذا الوقت , أخبرت نفسي أنه من حقكِ أن تعرفي |
Bunu yapana kadar onun veya başka hiç kimsenin kaderine karar vermeye hakkın yok. | Open Subtitles | لكنحتىيفعلذلك ، ليس من حقكِ تقرير مصيره. او مصير أيّ أحد غيره. |
Doğuştan kazandığın hakkın senin en değerli varlığın. | Open Subtitles | حقكِ الشرعي هو أثمن ملكية لديكِ. |
Toplumumuzun nasıl yönetildiğine dair herhangi bir şey söyleme hakkından vazgeçiyorsun. | Open Subtitles | فستتخلى عن حقكِ بإبداء رأيكِ بطريقة عمل وسير مُجتمعنا |
Toplumumuzun nasıl yönetildiğine dair herhangi bir şey söyleme hakkından vazgeçiyorsun. | Open Subtitles | فستتخلى عن حقكِ بإبداء رأيكِ بطريقة عمل وسير مُجتمعنا |
Ve sığınağa geri döndüğünde hiç itirazı olmadı ilk kabine toplantısında bulundun ve orada bulunma hakkını sana hiç sormadı? | Open Subtitles | ولم يعترض عندما عدتى إلى المخبأ وجلستى فى أول إجتماع مجلس له ولم يشكك فى حقكِ بالوجود هناك؟ |
Sessiz kalma hakkın var. | Open Subtitles | من حقكِ أن تبقي صامتة |
Bir avukat tutma hakkın var. | Open Subtitles | .. من حقكِ أن تبقي صامتة |
Aslında o çocuk senin hakkın. | Open Subtitles | الطفلة إبنتكِ ومن حقكِ. |
Bir kadın olarak bu hakkın. | Open Subtitles | هذا حقكِ كامرأة |
Kararını değiştirmeye de hakkın var. | Open Subtitles | لكن من حقكِ تغير رأيكِ |
Babamızı merak etmek senin hakkın. | Open Subtitles | من حقكِ ان تتسائلي حول والدكِ |
Susma hakkından feragat etmiş olursun ve bütün soruları cevaplamak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | تتنازلين عن حقكِ في الدفاع وتكوني مضطرّة للإجابة على كل شيء. |
Şair ya da ressam olsaydım hakkını verirdim. | Open Subtitles | إذا كنتُ شاعراً أو رساماً لكنتُ أوفيتكِ حقكِ |
İngiliz kraliyetindeki doğum hakkını fazla önemseme. | Open Subtitles | لاتعلقي الكثير بشأن حقكِ في حكم إنجلترا. |