Baştan beri bizim keşfimizden kendinize pay çıkarmaya çalışıyorsunuz. hakkımız olanı istiyoruz. | Open Subtitles | أنتم تحاولون نسب اكتشافنا لكم منذ البداية ،أما نحن فنحاول استرداد حقنا |
Bayanlar oy hakkımız için mücadele ederek onlarca yıl geçirdik. | Open Subtitles | لقد أمضينا العقود في القتال, من أجل حقنا في التصويت. |
İnsan olarak kendi problemimizi çözmek bizim temel hakkımız. | TED | بل هو حقنا الأساسي بصفتنا بشرًا أن نحل مشاكلنا الخاصة. |
Söz konusu iddiaya ilişkin tanıkla yüzleşme hakkımızı Sayın Yargıç. | Open Subtitles | من حقنا مواجهة الشاهد المعادي في المحكمة يا حضرة القاضي |
Bu yeri geldiğinde oy verme hakkımızı kullanarak yeri geldiğinde bir köşe yazısı olarak veya sosyal medyada bir sohbet başlatarak olabilir. Bilimin bağımsızlığını mümkün kılacak şey bizim beraberlik içindeki sesimiz. | TED | سواء كان ذلك عن طريق ممارسة حقنا في التصويت، سواء كان ذلك عن طريق كتابة افتتاحية في صحيفة أو فتح نقاش على مواقع التواصل الاجتماعي، صوتنا الجماعي هو الكفيل بضمان حرية العلم. |
Ama o, hak ettiğimden çok daha sabırlı ve yardım etme konusunda başkalarından bekleme hakkımız olduğundan çok daha fazla öngörülü. | TED | الآن إنه صبور جداً معي أكثر مما استحق ونشيط أكثر بكثير في المساعدة أكثر من حقنا توقع أي شخص أن يكون كذلك. |
Hile yapmadığı ve adam öldürmediği sürece... onu kasabadan atmaya hakkımız yok. | Open Subtitles | مادام لا يغش و لا يقتل فليس من حقنا أن نخرجه من البلدة |
Yüce mahkeme, gerek duyulduğunda delilleri çürütecek tanık çağırma hakkımız bulunurken iddia makamı sözlerini tamamladığını bildirir. | Open Subtitles | من فضل المحكمة، ريثما نحصل على حقنا باستدعاء شهود النفي سترتاح الحكومة |
Ayrılık sebebi de saçlarımız ıslak bir şekilde kiliseye girme hakkımız. | Open Subtitles | وكان من حقنا المقدس أن نذهب للكنيسة بشعرنا مبلل |
Sürgünden savaşmak için döndüm ve diyarımızı, hakkımız olanı almaya geldim! | Open Subtitles | لقد عدتُ من المنفى لأشن الحرب وأطالب باستعادة أرضنا ، حقنا المُكتسب بالولادة |
Baykuş krallıklarını saracak ve hakkımız olanı geri almamızı saylayacak bir ateş yakmanın vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لنشعل النيران التي ستلتهم ممالك البوم جميعاً حتى نستعيد كل ما هو من حقنا |
Kendini hatalı temsil ettiğin için bu hediyeleri geri almak bizim kanuni hakkımız. | Open Subtitles | ولأنك أسأتِ تمثيل نفسكِ أنه ضمن حقنا الشرعيّ |
Kapıyı çaldık, cevap veren olmadı, biz de kilidi açtık bunu yapmaya hakkımız var. | Open Subtitles | لقد طرقنا و لم يجب احد لذا فتحنا القفل وهذا من حقنا تماما |
Erkekliğimizi korumak en doğal hakkımız. Değil mi? | Open Subtitles | كنا ندافع عن حقنا في كوننا رجال, الست محقا؟ |
Dini özgürlük Amerikanlar olarak hakkımız. | Open Subtitles | انه من حقنا كمواطنين امريكيين الحريه الدينيه |
Gazetecileri ve bilgiye erişim hakkımızı korumak bizi de koruma altına alır. | TED | إن حماية الصحفيين و حقنا في استقبال المعلومات يحمينا. |
Yavaş ama sistematik bir biçimde bileşik (komplike/mürekkep) olma hakkımızı elimizden aldılar. | TED | لذلك ببطء وبمنهجية، يُسلب منا حقنا في التعدد. |
Ve gözlerimde yaşlarla buradaki herkesin, bizim bir kez daha güçlü bir ülke olma hakkımızı tanıdığını görüyorum. | Open Subtitles | و عيوني تملأها الدموع أرى أن كل شخص هنا قد أدرك حقنا لأن نصبح مره أخرى أمه قويه |
Gizlilik haklarımız ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن حقنا في الخصوصية؟ |
Bunun dinimizin gereklerini özgürce yerine getirme hakkımıza yönelik bir saldırı olduğunun farkındasınız. | Open Subtitles | الآن, تدركين بأن هذا اعتداءٌ على حقنا بممارسة شعائر ديننا؟ |
bizim olanı geri alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نأخذ حقنا فقط |