| Bana kudretli aslanın kızkardeşinin taç üzerinde hak iddia ettiği söylendi. | Open Subtitles | سمعت أن أخت الأسد القوي تعارض حقه في العرش |
| Bana kudretli aslanın kızkardeşini taç üzerinde hak iddia ettiği söylendi. | Open Subtitles | سمعت أن أخت الأسد القوي تعارض حقه في العرش |
| Erkek, havada olabildiğince uzun süre aynı pozisyonda kalmaya çalışarak bu çiftleşme alanı üzerinde hak iddia eder. | Open Subtitles | يعلن الذكر عن حقه في مقاطعته من خلال محاولتها البقاء محلقا بثابت فوقها لأطول مدة ممكنة. |
| Bir milyar kişiyi feda ederek, insanoğlu dokunulmazlığını ve bu gezegenin sonsuz organizmaları arasında yaşama hakkını kazandı. | Open Subtitles | عبر ملايين ال اكتسب الانسان مناعته و حقه في الحياة وسط مختلف ال العضوية على هذا الكوكب |
| Bir milyar kişiyi feda ederek, insanoğlu dokunulmazlığını ve bu gezegenin sonsuz organizmaları arasında yaşama hakkını kazandı. | Open Subtitles | عبر بلايين السنين اكتسب الإنسان مناعته و حقه في الحياة وسط مختلف العضوية على هذا الكوكب |