Sağ eliyle bir bavul taşıyordu. | Open Subtitles | كانت تجر حقيبة سفر بدواليب خلفها بيدها اليمنى |
(Alkışlar) "The Sun Times beni Cannes Film Festivali'ne Porteram Telebubble adında ve bavul büyüklüğündeki taşınabilir bir bilgisayarla göndermişti. | TED | (تصفيق) لقد ارسلتني الصحيفة حينها الى مهرجان كان للأفلام مع كمبيوتر محمول بحجم حقيبة سفر يدعى " بورترام تيليببل " |
Buradaydı. Elinde bavulu vardı, sonra gitti. | Open Subtitles | كان هنا من قبل ,كان يحمل حقيبة سفر و انصرف |
Bilmiyorum, canım. Ancak bavulu vardı ve acele ediyordu. | Open Subtitles | لا اعلم يا عزيزي لكنها كانت في عجلة من امرها وتحمل حقيبة سفر |
Ruth doğduğunda, onu bir valiz içinde Arjantin'e kaçak sokmaya çalıştı. | Open Subtitles | عندما وُلدت روث حاولت تهريبها الى موطنها فى الأرجنتين فى حقيبة سفر |
Her biriniz için büyük bir bavula ne sığırsa onları alabilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك أخذ ما يسع فى حقيبة سفر كبيرة واحدة لكل منكما |
Bu arkadaşım Jenn, bavulla gelmiş.Niye bavulla geldin Jenn ? | Open Subtitles | التي أحضرت حقيبة سفر لماذا أحضرت حقيبة سفر جين؟ لم يصلك إيميلي؟ |
- Ne onun birini bavula sokmasını ne de onun kendini bir bavulda bulmasını istiyorum. | Open Subtitles | لا اريدها ان تضع الناس بداخل حقائب سفر ولا اريد ان ينتهي بها المطاف بداخل حقيبة سفر لا تجرأ , لن اجلعها ابدا عرضة لهذا الأمر |
bavul deyip duruyorsun. bavul yok. | Open Subtitles | مازلت تقول حقيبة سفر لا توجد واحدة |
- ...kahverengi gözler, bir de bavul. | Open Subtitles | وأسود العين ويحمل حقيبة سفر |
Sana daha büyük bir bavul almalıyız, Lois. | Open Subtitles | سنحتاج للحصول لك (على حقيبة سفر أكبر يا (لويس |
Sana daha büyük bir bavul almalıyız, Lois. | Open Subtitles | سنحتاج للحصول لك (على حقيبة سفر أكبر يا (لويس |
"Amcasının evinin, tavanarasında bulunan bir bavulu düşündü. " | Open Subtitles | لقد فكر في حقيبة سفر قديمة، لقد كان يقف في عليَّة منزل عمه |
Bir bavulu olduğunu nasıl bilebilirsin ki? | Open Subtitles | وكيف تعرف بأنه توجد حقيبة سفر ؟ |
Bu Bass değilse, bu bavulu annemden almışsın. | Open Subtitles | لا بد أنك تلقيت حقيبة سفر من أمي |
Ruh yerine bir valiz. | Open Subtitles | بدلاً من الروح سوف أجد حقيبة سفر |
Giderken fazladan bir bavula ihtiyacın olacağını fark ettim. | Open Subtitles | أجل، حسبت أنك في مكان وجهتك ستحتاجين حقيبة سفر إضافية |
Her birimiz için büyük bir bavulla birlikte bizi nereye gönderecekler? | Open Subtitles | الى أين سيأخذوننا مع حقيبة سفر كبيرة لكل منا؟ |
Randy'nin bavulunun çekme ipleri koptuğundan dolayı, aynı şeyin benim başıma da gelmesini istemedim ve doğru dürüst bir çanta almaya karar verdik. | Open Subtitles | .. بما أن مقبض حقيبة راندي قد كُسر و لا أودّ حدوث الشيء نفسه لي لذا قررنا أن نأخذ حقيبة سفر مناسبة |
Yeni bir hayata başlamak için bir bavulun fazla bir şey olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأن حقيبة سفر واحدة لا تسع الكثير من أجل حياة جديدة |