sırt çantasını, geçiş kartını arayın. | Open Subtitles | ابحثوا عن حقيبة ظهرها و عن تصريحها بالركوب |
Bir cumartesi sabahı saat 3'te kalktı, sırt çantasını topladı ve bin kilometreden fazla yol aldı, sadece bir yabancıyla siyasi bir tartışma yapmak için. | TED | وفي صباح أحد أيام السبت في الثالثة صباحًا، استيقظَت، وحزَمَت حقيبة ظهرها ثم سافرَت أكثر من ألف كيلو مترٍ فقط لتحظى بنِقاشٍ سياسي مع شخصٍ لا تعرفه. |
Anne. sırt çantasını kontrol et. | Open Subtitles | أمي, تفقدِّي حقيبة ظهرها |
Külleri uçakta yanında taşıdı... sırt çantasında. | Open Subtitles | من الاسكا الى الساحل الشرقي و قد حملت رماده على الطائرة في حقيبة ظهرها |
Polis, sırt çantasında bulamadı. | Open Subtitles | والشرطة لم تجده في حقيبة ظهرها. |
Franny'nin sırt çantasını okul için hazırlaması gerekiyor. | Open Subtitles | (فراني) تحتاج أن تجهّز حقيبة ظهرها من أجل المدرسة |
- Ve sen sırt çantasını Roberto'nun evine attın. | Open Subtitles | -ألقيت حقيبة ظهرها وراء منزل (روبيرتو) |
Kurtarma ekipleri kızın sırt çantasını ve telefonunu kanalizasyon borusunda buldu ve onlara göre kız, Harley Köprüsü'ne fırtına dalgası yüzünden sürüklendi. | Open Subtitles | "رجال الإنقاذ وجدوا حقيبة ظهرها وهاتفها الخلوي في خندق للصرف..." "ويعتقدون أنّها سُحبت من على جسر (هارلي) بواسطة عرام العاصفة". |
AK-47'ler sırt çantasında. | Open Subtitles | هناك مسدس "أي كْي -47 "في حقيبة ظهرها. |
Hong Kong üniversitesinde öğrenciymiş. Kızın çantasında bir biyoloji kitabı varmış. | Open Subtitles | كانت طالبة في جامعة (هونج-كونج)، إذ وُجد كتاب أحياء في حقيبة ظهرها. |