ويكيبيديا

    "حقيقياً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğru
        
    • gerçekti
        
    • gerçekten
        
    • gerçekçi
        
    • doğruysa
        
    • gerçekse
        
    • gerçekmiş
        
    • gerçekçiydi
        
    • - Gerçek
        
    • ciddi
        
    • aslında
        
    • gerçekte
        
    • gibi
        
    • Bu gerçek
        
    • gerçek bir
        
    Pekala hanımefendi. Sondaj doğru sonuç verir mi bilmem ama gerçeği öğrenmeye çalışacağım. Open Subtitles حسن يا سيدتي، لا أضمن لك سبراً حقيقياً لكنني سأحاول الوصول إلى الجوهر
    Bunun doğru olmadığını biliyoruz. İçinde işe yarar bir şeyler olabilir. Open Subtitles صرنا نعرف الآن أن هذا ليس حقيقياً ربما يكون هنا شئ
    Belki daha önce de gerçekti ve sen sadece bilmiyordun. Open Subtitles ربّما كان حقيقياً في السابق و لكنكِ لم تكوني تُدركين
    Peki neyin tam olarak sağlıkla alakalı veya gerçekten umut veren bir çare olduğunu ve neyin daha inandırıcı olduğunu nasıl bilebilirsiniz? TED فكيف لك إذن أن تعرف ما الذي يمثّل شاغلاً صحياً حقيقياً أو ما هو العلاج الواعد حقاً، وما هو العلاج الأقل إقناعا؟
    Şu ekranda görecekleriniz size çok gerçekçi gelecek. Open Subtitles ما ستشاهده على الشاشة سيبدو حقيقياً للغاية بالنسبة لك.
    Eğer bu doğruysa, başımız düşündüğümden çok daha fazla belada. Open Subtitles اذا كان هذا حقيقياً فنحن في مشكلة أكبر مما ظننت
    doğru da olacak, çünkü içindeki ürünün kalitesini vaat edecek. Open Subtitles و سيكون حقيقياً ، لأنه سيعد بجودة المنتج الذي بداخله
    İyi de, bu doğru değil, ve onlara düşündüklerini vermeyeceğim. Open Subtitles ‫حسناً، هذا ليس حقيقياً, ‫ولا أملك أن أجعلهم يفكرون بذلك.
    Evet. Elbette doğru. doğru olmasaydı söylemezdi, değil mi? Open Subtitles نعم بالتأكد حقيقي ، لن تقول ذلك إذا لم يكن حقيقياً
    doğru olmak için fazla iyi derdim. Open Subtitles أقول بأنّـه سيكون أمـراً جيّداً لو كـان حقيقياً
    doğru olmasa bile, bunu söylemen çok hoş. Open Subtitles رغم ان هذا ليس حقيقياً .. لطيفا منك ان تقول ذلك
    Ama bu doğru değil. O gece ne oldu? Open Subtitles ‫لم يكن هذا حقيقياً, ‫ماذا حدث فعلاً تلك الليلة.
    Gözlerimizi ovalayıp, filtreleri kontrol ettik. Belki birisi kamerayla oynayıp bize şaka yapıyordur dedik, ama bu yılan balığı gerçekti. TED فركنا أعيننا، وتفقدنا المرشحات، إعتقدنا أن أحدهم كان يمازحنا بالعبث بالكاميرا، ولكن ثعبان البحر كان حقيقياً.
    Ve bu gerçekti. Open Subtitles وأنا قلت بأنني أحبه وكان هذا حقيقياً ، كان حقيقياً
    Tamam, eğer gerçekten buradaysan... bunun nasıl açıldığını bana gösterebilirsin . Open Subtitles لكنّه كان حقيقياً. كأنني كنت في الحقيقة هنا في زمان بعيد.
    gerçekten böyle bir şey olduğunu görünce seni uyarmam gerektiğini düşündüm. Open Subtitles ، و كان حقيقياً و لذا اعتقدت أنه عليّ أن أحذرك
    gerçekçi olabilmesi için, bazılarınızın neler olduğunu bilmesi, bazılarınızın bilmemesi gerekiyordu. Open Subtitles ليبدو حقيقياً, البعض منكم هناك عرف مايحدث والبعض منكم لا لكننا لانريد ازعاج الناس في منازلهم
    Bu doğruysa, eğer bu senin hayatınsa, hakkında söylenen herşeyden daha korkunç. Open Subtitles إذا كان هذا حقيقياً إذا كان هذا ما فعلته بحياتك فإنه أفظع كثيراً مما قد قيل عنك
    Evrim gerçekse eğer, ...şimdiye kadar ayaklarımızda tekerlekler olması gerekmez miydi? Open Subtitles إذا كان التطور حقيقياً ألن نكن نملك كعوب في أقدامنا الآن؟
    Bağımlı olsa da olmasa da, acısını gerçekmiş gibi tedavi etmelisin. Neden? Open Subtitles مدمن أو لا , عليك أن تعاملل ألمه كما لو كان حقيقياً
    Çok gerçekçiydi, resmini çizmek istedim. Open Subtitles كان الأمر حقيقياً للغاية، لذا أردت رسمها
    - Sorun değil. O gerçek değil. - Gerçek görünüyor. Open Subtitles لا بأس , إنه ليس حقيقي يبدو لي حقيقياً , حقيقي للغاية
    Bu özellikleri gerçek bir psikolojik rahatsızlık yapansa bu özelliklerin kişinin hayatını ele geçirmesi ve ciddi sorunlar yaratması. TED وما يجعل هذه السمات اضطراباً حقيقياً للشخصية هي أنها تسيطر على حياة الناس وتتسبب في مشاكل مهمة.
    Buradaki her şey kısmet tanıdık gelse de aslında değil. TED يبدو كل شيء في هذه النقطة مألوفاً لكن ليس حقيقياً.
    Ama Prokosch gerçekte bir yapımcı değil. O bir diktatör. Open Subtitles لكن بوركوش ليس منتجاً حقيقياً هو ديكتاتور
    Öyleyse Bu gerçek olamaz, çünkü o tür şeyler yoktur. Bu... Open Subtitles لا يمكن أن يكون حقيقياً إذن لأنه لا وجود لشئ كهذا
    Fakat kara delikten gelen resme sıra geldiğinde gerçek bir muamma ile karşılaştık: Kara deliği daha önce hiç görmemiştik. TED لكن عندما يتعلق الأمر بصور لثقب أسود، فإننا نواجه معضلة حقيقية: لم يسبق وأن شاهدنا ثقباً أسوداً حقيقياً من قبل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد