Hadi, şu güzel oltalık balığa bak. Derinliklerden gerçek bir deniz kızı. | Open Subtitles | هيا، القي نظرة على هذه السمكة المنفوخة عروسة بحر حقيقية من الاعماق |
Güney Sahilinde gerçek bir aşk, para ve cinayet hikayesi. | Open Subtitles | لأوّل مرّة، قصّة جريمة حقيقية من الفتنة والمال والقتل الذي |
Dostum daha önce gerçek bir polis arabası görmüş müydün? | Open Subtitles | مرحبًا يا صديقي, هل رأيت سيارة شرطة حقيقية من قبل؟ |
İki kişi arasında daha derin bir bağ kurulmasında bir katkımız olacaksa, o halde bu insanlar için gerçek bir iş başardık. | TED | لو استطعنا أن نكون جزءًا من بناء تواصل عميق بين شخصين. عندها سنكون قد أدينا مهمة حقيقية من أجل هذين الشخصين. |
Bunu, dikkatlice tarafsız kalmamız gereken gerçek bir iç savaş olarak ele alacağız. | Open Subtitles | إننا سوف نتعامل على أنها حرب أهلية حقيقية من حيت أننا يجب أن نبقى على غاية الحذر |
İyi görünüyor. Ama senin için gerçek bir işimiz var. Gelsene. | Open Subtitles | تبدو جيده، ثعابين كبيرة، لكن لدينا وظيفة حقيقية من أجلك، هل أنت مستعد للذهاب؟ |
Hiç gerçek bir okula gitmedin mi? | Open Subtitles | اذن انت لم تذهبى لاى مدرسة حقيقية من قبل؟ |
Randy, ona 6 yıldır gerçek bir yeni yıl hediyesi vermedim. | Open Subtitles | راندي أنا لم أهديه هدية كريسمس حقيقية من أكثر من 6 سنوات |
Hiçbirimizin gerçek bir ailesi olmadı. | Open Subtitles | لم يحصل احدنا على عائلة حقيقية من قبل لم يحصل احدنا على عائلة حقيقية من قبل |
gerçek bir suç patlaması var ve belki biz seninle bunu araştırabiliriz. | Open Subtitles | هناك موجة حقيقية من الجرائم, وفكرت بأنه بإمكاننا أنا وأنت أن نحقق في الأمر |
Ama bu bebekten önce senin hamile olman bir çok yönden gerçek bir mucizeydi. | Open Subtitles | بذلك من قبل لكن مع الطفل حملك كان معجزة حقيقية من عدة نواحي |
Bu gece bir üniversitenin ilan panosunda gördüğü bir broşüre cevap verenler arasında gerçek bir "Kim Kimdir Toplantısı" olacak. | Open Subtitles | هذه الليلة هو سيصبح حقيقية من هو الذي من الناس الذين لا يستجيبون ل منشورات يرون على كلية المجتمع لوحات الإعلانات |
Eğer bilmen gerekirse, daha önce hiç gerçek bir randevuya çıkmadım. | Open Subtitles | إذا يجب أن تعلم , لم أكن في مواعيد حقيقية من قبل. |
Buraya çıkacaklar ve hayatlarından gerçek bir kesiti anlatacaklar. | Open Subtitles | سيصعدون هنا وسيروون قصة حقيقية من حياتهم |
Önceden gerçek bir hayatı hayal bile etmemiştim. | Open Subtitles | ولكني لم أحلم بأنني سوف أحصل على حياة حقيقية من قبل. |
Daha önce hiç kimse bana gerçek bir kağıt kullanarak yazmamıştı. | Open Subtitles | لم يكتب لي أحدهم خطاباً على ورقة حقيقية من قبل. |
Öncelikle darphaneden gerçek bir işçi kimliğine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أولاً، نحتاج إلى بطاقة هوية حقيقية من موضف في دار سك العملة. |
Yönetmen hikayedeki olayları daha iyi anlatabilmek için gerçek arşiv bilgilerini filme serpiştirmiştir. | Open Subtitles | ومن أجل شرح تفاصيل هذه الأحداث بدقه أضاف المخرج لقطات أرشيفية حقيقية من خلال هذا الفيلم |
Sadece gerçek ajan için gerçek görevler olacak. | Open Subtitles | فقط مهام حقيقية من أجل جاسوس حقيقي |