Her gece Gerçek aşkın gelmesini beklerken, uyuyana kadar gözyaşı döktün mü? | Open Subtitles | هل نمت باكياً كلّ ليلة، منتظر حباً حقيقيّاً لم يقدر له المجيء؟ |
Bakın, bunun size Gerçek gibi geldiğini anlıyorum ama Gerçek olmayabilir de. | Open Subtitles | اسمعوا، أفهم أنّ الأمر يبدو حقيقيّ لكم، لكنّه قد لا يكون حقيقيّاً. |
Sana olan aşkım Gerçek mi diye kalbimi tartmam lazım sanırım. | Open Subtitles | باعتقادي يجب أنْ أزن قلبي لأرى إذا كان حبّي لك حقيقيّاً |
Ben ikisini de istiyor değilim tabii sahici olmadıkça. | Open Subtitles | لا أريدهما معاً ما لم يكن ذلك حقيقيّاً |
Bundan dolayı aranızdaki aşk; daima güçlü hakiki ve sonsuz olsun. | Open Subtitles | عسى أنْ يكون الحبّ بينكما قويّاً دائماً، حقيقيّاً و أبديّاً |
Bence portaldan geçebilmesinin sebebi... içinde Gerçek bir şeylerin olması. | Open Subtitles | مِنْ وجهة نظري، عبر البوّابة لأنّها رأت فيه شيئاً حقيقيّاً |
Çay ufak çinliler içindir, bana Gerçek bir içki ver. | Open Subtitles | الشاى يشربه الصينيين ،أعطه شراباً حقيقيّاً |
Her gün uyanmaktan ve normal bir vatandaş gibi Gerçek bir insan olmaktan. | Open Subtitles | أخشى الاستيقاظ كلّ يوم ومحاولة أن أكون مواطناً حقيقيّاً، إنساناً حقيقيّاً |
Yaralanma olasılığı ona çok Gerçek gelmeye başlayacak sahne şovu bittikten sonra. | Open Subtitles | "ضعفه على وشك أن يغدو حقيقيّاً بالنسبة له" "بعد أن تنتهي المسرحية" |
Rita, biz birbirimize bağlıyız. Beni Gerçek kılan sensin. | Open Subtitles | تعلمين، إنّنا مرتبطان، أنتِ ما يجعلني حقيقيّاً |
Evliliğimiz hakkında Gerçek bir konuşma yapana kadar, hayır. | Open Subtitles | ليس قبل أن نجري حواراً حقيقيّاً بشأن زواجنا |
Hadi ama. Gerçek olamaz. | Open Subtitles | بربك ، يا رجل لا يمكن أن يكون هذا حقيقيّاً |
Ama Gerçek olursa o ateş tükürme ve insanları yemek olacak. | Open Subtitles | ولكن إذا كان حقيقيّاً فعلاً ... فهو سَيقذف النار من فمه |
Bu sabah hayatımı kurtardın ve bu uğruna kadeh kaldırmayı hak ediyor her ne kadar Gerçek bir düğün olmasa bile. | Open Subtitles | الصباح هذا حياتي أنقذتِ نخباً يستحق وهذا حقيقيّاً زواجاً يكن لم ولو حتى |
Bana bak, adam geçmişini ararken utandırıcı bir şey bulamazsa bu sefer senin Gerçek birisi olmadığını düşünmeye başlayacaktır. | Open Subtitles | اسمع، إذا لم يكن هناك شيء محرج عليكَ ليعثر عليه، فسيجعلك تبدو وكأنّك لستَ حقيقيّاً |
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama hiçbir zaman Gerçek olmadı. | Open Subtitles | لا أعرف كيف حدث، لكنّه لم يكن حقيقيّاً قطّ. |
Böyle olduğun sürece her zaman Gerçek bir çocuk olarak kalacaksın. | Open Subtitles | طالما تكون كذلك ستبقى دائماً صبيّاً حقيقيّاً. |
"Ama bir rolü yeterince uzun oynarsan, kendini adarsan, sahici olur mu ki?" | Open Subtitles | "ولكن إن لعبتم دوراً لوقتٍ كافٍ وبالتزام شديد، أيصبح حقيقيّاً يوماً ما؟" |
Aranızdaki aşk daima güçlü hakiki ve sonsuz olsun. | Open Subtitles | عسى أنْ يكون حبّكما قويّاً حقيقيّاً وأبديّاً |
Şeytan onların ruhlarını almadı ama o kızlara olan tehdit gerçekti ve Peder Gregory onları kurtarmak için hayatını verdi. | Open Subtitles | الشيطان لم يأخذ أرواحهنّ, لكن التهديد على هذه الفتيات كان حقيقيّاً. |
- Gerçek değilse hayır. - Fakat ya gerçekse? | Open Subtitles | ــ ليس إن لم يكن حقيقيّاً ــ لكن ماذا لو كان حقيقيّاً ؟ |
Gerçek olmadan önce gerçekmiş gibi gelir. | Open Subtitles | قبل أن يكونَ حقيقيّاً بالفعلِ رائع لديكَـ معرفةٌ جمةٌ عن النساء |