Diğer bir deyişle, ilk insanlar ölü hayvanları yiyiyordu. Tartışma yok, bu bir Gerçek. Tek sorun şu ki, | TED | بمعنى آخر .. كان الانسان الاول ياكل اللحوم .. والحيوانات وهذا امرٌ حقيقي لا جدل فيه ولكن المشكلة .. هي |
Gerçek bir boğuşma yaşanmış. Üç dakika sürmüş olmalı. | Open Subtitles | كان هناك صراع حقيقي لا بد انه دام ثلاث دقائق |
Çılgın bir kovboy yerine, Gerçek bir koca gibi davranma zamanın geldi. | Open Subtitles | انت تعرف ، ربمّا حان الوقت لتتصّرف كزوج حقيقي لا كـ شيء مجنون .. كـ راعي بقر |
Tek başıma çözemeyeceğim büyük bir bela. | Open Subtitles | لا أملك شئ واقعة في مأزق حقيقي لا يمكنني الفكاك منه بمفردي |
Gerçek bir delikanlı asla bir prensesin otobüsle gitmesine izin vermezdi. | Open Subtitles | أي رجل حقيقي لا يَتْركَ جولة الأميرةَ التي الحافلةَ. |
Yanlış! Sen Gerçek aslansın. Nereden olduğun önemli değil. | Open Subtitles | هذا خطأ أنت أسد حقيقي لا يهم من أين أنت حديقة الحيوانات أو الغابة |
Gerçek bir şey istiyorum. Hikâyelerinizi allayıp pullamayın çocuklar. | Open Subtitles | أريد شئ حقيقي لا تغطوا قصصكم بالسكر يا أولاد |
Gerçek bir tehdit görmedikçe korumam olduğunuzu bilmeyeceğim. | Open Subtitles | ما لم تروا تهديد حقيقي لا أريد أن يعرف أي أحد أن معي حراساً |
Gerçek peynirle yapılıyor. Yağsız falan olduğu yok. | Open Subtitles | إنّها مصنوعة من جبن حقيقي لا يوجد شيء خالي من الدهون بها |
Bu Gerçek bir T - Reks. Hemen gidip bakmalıyım. | Open Subtitles | إنه ديناصور "تيّ ريّكس" حقيقي لا بدّ أن أتفقد هذا |
Bunların hiçbiri Gerçek değil. Bunların bir kişinin ölümüyle ilgisini anlayamıyorum. | Open Subtitles | لكن لا شيء من هذا حقيقي لا أرَ كيف يُمكن لأيّ شيءٍ من هذا لوفاة أحدٍ. |
Gerçek bir polise ihtiyacımız var. Ayrıca soru sormayacak biri olmalı. | Open Subtitles | نحتاج إلى نائب حقيقي لا يطرح الكثير من الأسئلة. |
Gerçek olmayan bir şey sana zarar veremez. | Open Subtitles | والذي ليس حقيقي لا يستطيع إيذائك. |
Excalibur Gerçek olduğundan Şey, ben tahmin, l'Pandora'nın kutusu olarak iyi şaşırttı olurum neden Bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد بما أن الـ "إكسكاليبر" حقيقي لا أعلم لماذا سأكون متفاجئة . أن صندوق "باندورا" حقيقي أيضاً |
Ayrıca mayonez ve yumurtadan daha iyi örnekler veren Gerçek bir doktor sayesinde bebek bekleyen bir anne olacaktı. | Open Subtitles | "وبمساعدة من طبيب حقيقي لا يستخدم" "المايونيز وخفاقة البيض" "ستصبح أم قريباً" |
En azından, Gerçek bir şey, artık peri masalları yok. | Open Subtitles | أخيراً... شيءٌ حقيقي لا مزيد من الخرافات |