Eşek şakası, oyun, nostaljik çılgın gezi, gerçekten umrumda değil. | Open Subtitles | طيش، لعبة، رحلة جنونية بسبب الحنين أنا حقًا لا اهتم |
Hannibal konusunda sağ çıkıp çıkmayacağını gerçekten bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت حقًا لا تعرف إذا ما كنت ستنجو منه، صحيح؟ |
Bunun için gönüllü olmayı çok isterdim ama neden bahsettiğini gerçekten bilmiyoruz. | Open Subtitles | كم أود أن أتطوع لهذا، ولكننا حقًا لا نعرف ما تتحدث عنه |
Seyirciden katılım mı bekliyorsun, yoksa gerçekten iki din ismi bilmiyor musun? | Open Subtitles | أأنتِ تأخذين إقتراحات من الجمهور، أم أنّكِ حقًا لا تعرفين إسم ديانتيْن؟ |
Böyle bir fedakarlığı belki sen yapabilirdin ama ben gerçekten böyle şeyler yapacak veya söyleyecek kimseyi tanımıyorum. | Open Subtitles | وحتى الصداقة أحيانًا لعل بمقدورك أن تقدم بعض التضحيات لكني حقًا لا أعرف أحدًا قد أقدم على ذلك أو تحدث هكذا |
- Evet, ama, ben... Yani ben gerçekten kalabilirim. - Merak etme, Darry, ben bakıyorum ona. | Open Subtitles | نعم, لكن يجب علي البقاء حقًا لا تقلق سأجالسه |
Luc, ben gerçekten... tüm bunlara hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لوك ، أنا حقًا لا أعتقد أنني مستعدة لكل هذا |
Standart, adalet için savaşan alelade iyi niyetli biri olmanı gerçekten istemiyorum. | Open Subtitles | حقًا لا أريدك أن تكون المثالي الذي يكافح الظلم |
İşe yaradı ama gerçekten çok da tuhaftı. Seni bir süre görmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، ساعدني هذا، ولكنه مخيف حقًا لا أرغب في رؤيتك لفترة |
O gerçekten kırılgan. Şimdiye kadar nasıl başardığını bilmiyorum. | Open Subtitles | إنها ضعيفه حقًا, لا أعلم كيف تحملت حتى الآن. |
Her neyse, büyütmenize hiç gerek yok gerçekten. | Open Subtitles | على أي حال، يا رفاق حقًا لا داعي لتكبيرالأمر |
Şirketimizin gerçekten büyük bir sıçrama yapacağını veya batacağımızı söyleyemem. | Open Subtitles | حقًا لا أستطيع أن أعرف ما إذا كانت شركتنا ستنجح نجاحًا باهرًا أو في طريقها للاندثار. |
İşe yaradı ama gerçekten çok da tuhaftı. Seni bir süre görmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، ساعدني هذا، ولكنه مخيف حقًا لا أرغب في رؤيتك لفترة |
Bu odayı görmenizi gerçekten istemiyorum. | Open Subtitles | أنا حقًا لا أريد منكِ أن تري هذه الغرفة. |
gerçekten ekolokasyon yapamam. | Open Subtitles | أنا حقًا لا أستطيع تحديد المواقع بصدى الصوت. |
Beni lavaboya götürmene gerçekten gerek yok. | Open Subtitles | أنا حقًا لا أحتاجك لكي تأخذني إلى الحمام. |
İblislere, şeytanlara ve bu tip şeylere gerçekten inanmıyorsun. | Open Subtitles | أنت حقًا لا تؤمن بالشياطين وإبليس وكل هذا؟ |
gerçekten öyle ve ayrıca yaptığımız şey 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 21. maddesinde kesin olarak belirlenmiştir: Herkes kendisini yönetecek kişiyi seçme hakkında sahip olmalıdır. | TED | هي حقًا لا تفعل ذلك، وأيضًا ما نقوم بفعله مُثبت في الإعلان العالمي لحقوق الإنسان لسنة 1948 في المادة رقم 21 التي تقول أن لكل شخص الحق في اختيار من يحكمه. |
gerçekten canım istemiyor. | Open Subtitles | أنا حقًا لا أشعر برغبة للشرب الآن |
gerçekten ne anlama geldiğini bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | أنتِ حقًا لا تعرفين ماذا يعني ذلك؟ |