Evet gittik, balkona çarşaflardan çadır yaptık ve senin oyuncak fırınınla şekerleme kızarttık. | Open Subtitles | بلى فعلنا, صنعنا خيمة من الأغطية في الشرفة وشوينا حلوى الخطمي في فُرْنك |
Soda, işlenmiş peynir şekerleme. Buradaki hiçbir şey zarar vermez. | Open Subtitles | مياه غازيّة، جبن معالج، حلوى الخطمي لا شيء هنا يمكن أن يفسد |
Yatmadan önce biraz daha Lokum kızartıp,.. ...birkaç şarkı söyleyelim. | Open Subtitles | لنشوي حلوى الخطمي فحسب، ونغني بضع أغاني قبل أن ننام. |
çikolata parçacıklı, Lokum tanecikli profiterollü dondurma. | Open Subtitles | مثلجات بالزبد مع حلوى الخطمي و مرشوشات الشومولاتة |
Şekerlemeler babamla geçirdiğim kampları hatırlatıyor. | Open Subtitles | تذكّرني حلوى الخطمي بالتخييم مع والدي. كنتُ أستطيع تناولها طوال الليل. |
Kurbanın boğazına olabildiğince çok tıkarsın, sonra burnunu sıkar ağzını açar ve şekerlemeleri soluk borusuna atar orayı conta gibi kapatırsın böylece kendi karbon monoksitinde boğulurlar. | Open Subtitles | تكدّس منها قدر ما تستطيع بفمالضحية.. ثم تضرب أنفه مجبراً إياه علىالشهيق.. مما يجعل حلوى الخطمي تسد قصبته الهوائية |
Evde yangın çıktı deseydim bile, muhtemelen onu çubuklu marşmelov almak için durdururdu. | Open Subtitles | لو أ×برته أن البيت يحترق إحتمال أنه سيتوقف لشراء حلوى الخطمي و عود |
Görünüşe göre tüm duygusal ağızlı marshmallow adam. | Open Subtitles | يبدو أن الرجل المصنوع من حلوى الخطمي لا يستطيع الكلام لأن فمه مليء بالحلوى |
Uğrayıp neler oluyor bakmak istedim ama sanırım şekerleme getirmeliydim. | Open Subtitles | أردت المرور لأرى كيف هي أموركما لكن كان يجب أن أجلب حلوى الخطمي على ما يبدو |
Biraz kızarmış dondurma alalım, birkaç kızarmış şekerleme. | Open Subtitles | لنشتري فطيرة مقلية أو حلوى الخطمي المقلية |
- Evet, bilirsin, yıldızların altında uyumaya benzer, ateş yakıp, şekerleme yemek. | Open Subtitles | - نعم - النوم تحت النجوم نار على الشاطئ حلوى الخطمي |
Sana şekerleme poşetini getirdiğimde bana gülümsedin. | Open Subtitles | لقد أحببت هذا! لقد إبتسمت لي عندما مررت لك كيس حلوى الخطمي! |
Büyük bir şekerleme damarı buldum. | Open Subtitles | وجدت خيطاً من حلوى الخطمي |
şekerleme sevmeyen yoktur. | Open Subtitles | الكل يحب حلوى الخطمي |
Dünyada sadece bir insan evladı profiterollü dondurma üstüne çikolata parçacığı ve Lokum taneciği atar. | Open Subtitles | فقط شخص واحد على وجه الأرض يضع مرشوشات الشوكولاتة و حلوى الخطمي على المثلجات بالزبد |
- Lokum ve küçük parçacıklılardan. | Open Subtitles | - ماذا؟ - و حلوى الخطمي و المرشوشات - أكيد, أياً كان ما تحتاجيه - *المرشوشات: |
Sıcak çikolatana Lokum da koydurttum. | Open Subtitles | أحضرت لك حلوى الخطمي والكاكاو. |
Şekerlemeler babamla geçirdiğim kampları hatırlatıyor. Bütün gece yiyebilirdim. | Open Subtitles | حلوى الخطمي تذكرني بأوقات التخييم مع والدي كنت أتناولهم طوال الليل |
- Ateş yakmaya çalışıyorlar gibi gözüküyor ayrıca bunun şekerlemeleri kızartmak için olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | -أعتقد بأنهم يريدون إشعال النار ، رغم ذلك لا أشعر بأنها لأجل شواء حلوى الخطمي |
- Evet, bilirsin; yıldızların altında uyumak, kumsalda ateş yakmak, şekerlemeleri mideye indirmek. | Open Subtitles | - نعم - النوم تحت النجوم نار على الشاطئ حلوى الخطمي |
Onca zaman ortalıkta yoktun ve sadece marşmelov mu getirdin yani? | Open Subtitles | لقد اختفيتَ طوال ذلكَ الوقت وكلّ ما أحضرته حلوى الخطمي ؟ |
Ne zaman bütün dünyamın yanmakta olduğunu söylemeye çalışsam kızartmam için marshmallow uzatıyor. | Open Subtitles | و في كل مرّة أحاول أن أخبرها به أن العالم يحترق من حولي تعطيني حلوى الخطمي لأشويها لذلك أنتِ كُل ما تبقّى لدي |