Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor. | TED | حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء. |
Katolik inancının koruyucuları. Ülkemizin sevgili anne ve babası. | Open Subtitles | حماة ديانتنا الأجنبية أم وأب بلادنا الحبيبة |
Biz görevlerini yapmakta başarısız olan kanun koruyucularıyız. | Open Subtitles | نحن حماة القانون .. الذي فشل في القيام بواجبهم. |
Öldüğü gece, kanıt dairesine giren tek şey kanıt getiren kanıt muhafızları. | Open Subtitles | في ليلةِ مِنْ موتِه، الشيء الوحيد الذي يَدْخلُ المدفنَ حماة الدليلَ... والدليل. |
Çünkü, yönetimler kamu sağlığının koruyucusudur; yönetimler çevrenin koruyucularıdır; Ve bizim ortak faydamızın önemli parçalarının koruyucusu yönetimlerdir. | TED | هذا بسبب أن الحكومات هم حماة الصحة العامة؛ الحكومات هم حماة البيئة؛ كذلك الحكومات هم حماة هذه الأجزاء الأساسية من صالحنا العام. |
Bu ülkenin ihtiyacı olan son şey birliklerimize destek vermeyi reddeden sesi çok çıkan bir başkan kayınvalidesi. | Open Subtitles | آخر شئ تحتاجه هذه البلد هي حماة قاسية ترفض مساندة جنودنا |
Kader Mızrağı'nın koruyucularından biri olduğunu ve diğer parçaların saklandığı yeri bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك أحد حماة رمح القدر وأعلم أنك تعرف مكان تخبئة بقية القطع. |
Suriye. Hama. | Open Subtitles | (سوريا)، (حماة). |
Erkeklerimiz ve kocalarımız Sibirya'ya gönderilmişken kadınlarımızın çoğu koruyucu buldu. | Open Subtitles | في حين أن رجالنا وأزواجهن ارسلوا الى سيبيريا , العديد من النساء وجدت حماة |
Birleştiriciyi koruyanları öldürdüğümüzde, ...kızın hiç şansı kalmayacak. | Open Subtitles | ما إن نقتل حماة الـ"موحدة" الفتاة لن تحضى بأيّة فرصة |
Çünkü ben ve benim gibi yüzlerce rock yıldızı onun koruyucusuyuz. | Open Subtitles | لأنني و العديد من نجوم الغناء حماة له |
Ve ordu yanlısı görüşüm olmamasına rağmen bu şarkıyı şehrimizin kayıp koruyucularına armağan ediyorum. | Open Subtitles | و بما أني لست مشهوراً بآرائي الموالية للجيش فسأهدي هذه الأغنية إلى حماة مدينتنا الثلاثة المفقودين |
Şovalyeler, güçsüzlüğün koruyucularıydı sadece savaşmak için değil aynı zamanda koruyucu olmak adına savaşçılardı. | Open Subtitles | الفرسان كانوا حماة الضعفاء كانوا محاربين ليس فقط من أجل المعارك |
- Bir saniye lordlarım, en ücra yerlerin koruyucuları. | Open Subtitles | ..... لحظة واحدة , رجاءً أسيادى , حماة ... |
- Demek Okyanus koruyucuları için çalışıyorsun? | Open Subtitles | اذا انت تعمل لدى حماة المحيط؟ اجل. |
Broadway yönetmenleri, ahlak koruyucuları ve lise kaçakları. | Open Subtitles | حماة الأخلاق، الهاربون من الدراسة |
Rex, biz bu hayvanların koruyucularıyız, onların avcıları değiliz. | Open Subtitles | ريكس نحن حماة هذه الحيوانات فقط، لسنا مفترسيهم |
Kendi insanlığımızın koruyucularıyız. | Open Subtitles | نحن حماة انسانيتنا |
"Kanıt muhafızları kanepeyi almak için oraya gönderildi..." | Open Subtitles | 30 مساءً "حماة دليلِ كَانوا بَعثَ لإسْتِرْجاع الصوفا، |
Kendilerini insan ırkının koruyucusu sanıyorlar. | Open Subtitles | مُـعتقدين أنفسـهم حماة البشـرية. |
Şeker Prenses Emily, kayınvalidesi Majesteleri Kraliçe Isabel ile anlaşabilecek mi acaba? | Open Subtitles | هو لتملق حماة الأميرة إيميلي صاحبة الجلالة, الملكة ايزابيل؟ |
Kader Mızrağı'nın koruyucularından biri olduğunu ve diğer parçaların saklandığı yeri bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | "أعلم أنك أحد حماة (رمح القدر)" وأعرف أنّك تعلم أين تُخبأ بقية القطع. |
Biz ağaçları koruyoruz. Geçiş iznimiz var. | Open Subtitles | نحن مع حماة الشجرة, لدينا رخصة |