Millet, öğle yemeğine bir saat var. | Open Subtitles | يا رفاق ، لدينا حوالي ساعة واحدة قبل وجبة الإفطار |
Yaklaşık bir saat önce bizi aradılar. | Open Subtitles | وصلتنا مكالمة منذ حوالي ساعة واحدة. |
Güneşin doğmasına bir saat kaldı. | Open Subtitles | تبقى حوالي ساعة واحدة حتى شروق الشمس |
Merak etme. Etkisi sadece bir saat sürüyor. | Open Subtitles | لا تقلقي، سيدوم تأثيره حوالي ساعة واحدة |
Diğer taraftan doğal sistemlere bakacak olursak örneğin proteinlerin iki milyon çeşidinin olduğunu ve 10.000 nanosaniyede kıvrılabildiklerini görürüz. Aynı şekilde, yaklaşık bir saat içinde kopyalanabilecek, üç milyon temel baz çiftine sahip DNA örneği de var. | TED | لكن من الجهة الأخرى، إن نظرنا إلى الأنظمة الطبيعية، لدينا بروتينات والتي تتوفر على مليوني نوع، تستطيع أن تتضاعف في 100,000 نانو ثانية، أو حمض نووي بثلاثة مليارات قاعدة أزواج نستطيع نسخه في حوالي ساعة واحدة. |
Yaklaşık bir saat. | Open Subtitles | حوالي ساعة واحدة |