Akşam 16.00'ya dek uyuyan, zavallı çocuğun üstüne tırmanan 16 yaşındayken bile, küvette onu yıkamak için banyonun kapısını kırmaya kalkan... | Open Subtitles | النوم حتى الرابعة مساءاً التسلق فوق النذل المسكين محاولة اختراق باب الحمام لتحممه فى حوض الإستحمام و هو فى ال 16 |
Dün, küvette uyumaya çalıştım. | Open Subtitles | أتدري ماذا حاولت البارحة؟ حاولت النوم في حوض الإستحمام |
Şimdi dışarı çıksan, küvete alçı dökecek iki düzgün adam bulamazsın. | Open Subtitles | اذهبي الآن و أعثري على رجلان يمكنهم أن يبنوا بلاط راقي حول حوض الإستحمام |
küvet buz kalıbına dönmeye başladı. | Open Subtitles | إن حوض الإستحمام الساخن سوف يتحول إلى مكعب من الجليد |
Neyse işte kızı küvetin içine koydu, ben de yatak odasında bebekleydim. | TED | و إذَا وضعها داخل حوض الإستحمام وكنت في غرفة النوم مع الصغير |
Bunu bir düşün, en son ne zamandı Ona bir banyo yaptın, | Open Subtitles | فكري في هذا، متى كانت آخر مرة أخذتيها إلى حوض الإستحمام ؟ |
Bu şahane küveti harcamayayım dedim. | Open Subtitles | حسناً, لقد فكّرت أن علينا ألا ندع حوض الإستحمام هذا يصبح هباءً. |
Onu küvetten çıkaramıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع إبعاده عن حوض الإستحمام. آسفة. |
Klozette, küvette. Buzlukta bile bulmuştum. | Open Subtitles | فى الدولاب ، فى حوض الإستحمام فى يوم وجدت واحداً فى الفريزر |
Belki küvette daha rahat ederdi. | Open Subtitles | ربما ستشعر بالراحة أكثر فى حوض الإستحمام |
küvette sos yapmaya çalıştığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف عن تلك المرة عندما طبخت المرق في حوض الإستحمام |
Alçına bantlanmış bir çöp torbasıyla küvette eğlenmekle havuzda eğlenmek arasında ne fark var ki? | Open Subtitles | أي متعة ستحصل في المسبح لم تحصل عليها في حوض الإستحمام وكيس نفايات حول جبيرتك؟ |
Ve adam babayı küvete sürükleyip, boğuyor. | Open Subtitles | ثم قام الرجل بسحب الوالد إلى حوض الإستحمام ثم أغرقه |
Daha dokuz yaşındaydım. Kız kardeşim küvete düşürdüm. | Open Subtitles | عندما كنت فى سن التاسعة أغرقت أختى فى حوض الإستحمام |
Yeni fayans döşeyeceğiz küvet koyacağız, duş kabini de olabilir. | Open Subtitles | سنقوم بإضافة بلاط جديد سنضعه في حوض الإستحمام أو ربما في الدش |
O verdiğin şeyi içtim ve bir küvetin içinde uyandım. | Open Subtitles | لقد شربت ذلك الشيء الذي أعطيتني وأستيقظت في حوض الإستحمام. |
Yalnız olmayacağım. En yakın dostlarım Ben ve Jerry'yle sıcak bir banyo yapacağım. | Open Subtitles | سأنزل إلى حوض الإستحمام الساخن مع صديقاتي بين و جيري.. |
Tanrım, yukarıdaki küveti kapatmayı unuttum. | Open Subtitles | ،يا إلهي, لقد نسيت .نسيت إغلاق حوض الإستحمام بالأعلى |
Geoffrey, suyu küvetten taşırma. Nereye gidiyorsun Ray? | Open Subtitles | جيفري لا تقم برش الماء خارج حوض الإستحمام |
Eğer duşta düşsen, orası senin kabrin olacak. | Open Subtitles | لو وقعت داخل حوض الإستحمام فتلك السيارة ستكون قبرك |
Onu öldürmek istemedim. Yemin ederim. banyoda yıkanıyordum sarhoş vaziyette geldi. | Open Subtitles | لم أتعمّد قتله، أقسم، أتى وهو ثمل وأنا في حوض الإستحمام. |
Banyodan başka yerde orgazm olalı 30 seneyi geçti. Nasıl? | Open Subtitles | لم أحظى بنشوة جنسية خارج حوض الإستحمام منذ ثلاثين سنة |
Sen küvetteyken telefon dışarıdaydı. | Open Subtitles | وأنت داخل حوض الإستحمام كان الهاتف خارجاً |
Eski duş perdesinin nesi vardı ki? | Open Subtitles | وما مشكلة ستارة حوض الإستحمام الخاصة بي؟ |
Evet, kaset çalar jakuziye atılmış. | Open Subtitles | نعم ، تم دفع جهاز التسجيل في حوض الإستحمام |
Bay Bessette beni ve Bayan Lindbergh'i Jakuzide oynaşırken yakaladı. | Open Subtitles | في حوض الإستحمام الساخن أين كُنت بين الساعة |
Birilerinin banyomuzu duman altı ettiğini biliyor musun ? | Open Subtitles | هل تعرف أن أحدهم حول حوض الإستحمام إلى حوض غوص؟ |