Çünkü işin aslı şu ki, eğer akvaryumu kırarsanız her şey mümkündür, özgürlüğe sahip değilsiniz. | TED | لأن حقيقة الأمر هي أنكم إن حطمتم حوض السمك ليصبح كل شيء ممكن، فلن تحصلوا على الحرية، بل ستكتسبون شللاً. |
Eğer akvaryumu kırarsanız her şey mümkündür, tatmin duygusunu azaltırsınız. | TED | إن حطمتم حوض السمك ليصبح كل شيء ممكن، تقللون من القناعة. |
akvaryuma bir adam geldi. Uzun hikaye ama kısaca beni ve birkaç arkadaşımı Güney Pasifik'e gönderdi, onun için hayvan toplayacağız, yola çıkarken bize 16 mm film kamerası verdi. | TED | دخل رجل لمجمع حوض السمك, قصة طويلة ولكن أساسا أرسل لي بعض أصحابي لجنوب المحيط الهادئ ، لجمع الحيوانات له ، وبينما كنا ذاهبين, أعطانا فيديو كاميرتان بحجم ١٦ مم |
Ancak sorun şu ki sen bir akvaryumda olmaktan hoşlanmıyorsun. | Open Subtitles | مشكلتك أنك لست راضياً عن البقـاء في حوض السمك. |
Birisi akvaryumun üzerine bardak koyarsa diye göz kulak olur musun? | Open Subtitles | هل يمكنك مراقبة حوض السمك والتأكد من عدم نقر أي أحد عليه؟ |
Şu akvaryuma benzeyen şeylerden aldık, tıpkı Akvaryum gibi. | Open Subtitles | حصلنا على حوض السمك ذاك، إنه أشبه بحوض سمك |
Biri akvaryumu temizlemiş. | Open Subtitles | يا للروعة هناك شخص ما قام بتنظيف حوض السمك |
akvaryumu kocaman bir dünya sananlar da vardır. | Open Subtitles | الخاسرون هم من يعتقدون أن حوض السمك هذا هو كل العالم |
Starling akvaryumu'ndan aldığı eskimiş bir köpek balığıydı. | Open Subtitles | كان هذا القديم، البالية القرش أنها حصلت زرزور من حوض السمك. |
Doğal Tarih Müzesine ve akvaryuma gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب إلى متحف التاريخ الطبيعي و حوض السمك |
Dinle bak, kendisiyle konuşuyor. akvaryuma bakıyor. | Open Subtitles | أنصت، إنه يخاطب نفسه ويحملق في حوض السمك |
Bir keresinde akvaryumda o işi yapan iki yunus görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت دلفينين يفعلانها في حوض السمك مرةً |
Kimse, bu bu akvaryumda neden tıkalı kaldığımızı bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد منا يعرف سبب احتجازنا داخل حوض السمك هذا |
Bir dahaki sefere gizli görüşmemizi ofisim yerine akvaryumda yapmaya ne dersin? | Open Subtitles | بدلا من مكتبى ماذا عن موعد سرى فى حوض السمك ؟ |
Hey, Michael. akvaryumun için siyah ışık getirdim. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | مرحبا يا مايكل لقد احضرت لك المصباح من اجل حوض السمك |
Hepimizin vardır. Dişçideki akvaryumun bir eşdeğeridir. | Open Subtitles | الجميع لديه مثله، مثل حوض السمك لدى طبيب الأسنان. |
Öyle mi? Bunu sana Akvaryum istedikten sonra mı söyledi? Odaya biraz canlılık katmak istedim. | Open Subtitles | هل أخبرك هذا بعد أن طلب حوض السمك الصغير هناك انه فقط يريد بعض الحياة في الغرفة |
Ve cam da akvaryumdu, düştü ve ikisini de öldürdü. | Open Subtitles | الزجاج كان من حوض السمك الذى سقط وقتلوا انفسهم به |
Akvaryumdan akan su olay yerini bozmuş. | Open Subtitles | المياه من حوض السمك تعرض للمشهد لكن ماذا إن لم يكن هناك شيء للتعرض له ؟ |
Ama yine de, akvaryumdaki su, delilleri bozma konusunda iyi iş yapmış. | Open Subtitles | لكن أيضاً الماء من حوض السمك قام بعمل جيد إزاء تعريض الأدلة |
Hayır, ben telefonla konuşurken mülayim davrandığın için teşekkür ederim çünkü bir keresinde, telefonda konuşurken çok sinirlenen bir adamla çıkmıştım ve o da telefonu elimden aldı ve balık tankına attı. | Open Subtitles | لأنه في مرة كنت في موعد مع رجل و غضب كثيرا عندما كنت أتحدث بالهاتف لدرجة أنه أخده من يدي و رماه في حوض السمك أنا لن أفعل ذلك أبدا |