Fakat çok yakın zamanlara kadar Bu konuda çok az çalışma yapıldı. | TED | لكن حتى وقت قريب، تم القيام بعمل القليل جدًا حول هذا الموضوع. |
Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum ama Bu konuda güçlü hislerim var. | Open Subtitles | أَعْرفُ هذا لا أَتعلّقُ بي، لَكنِّي أَشْعرُ بقوة جداً حول هذا. |
Er biz Bu konuda endişelenmenize gerek olacak az , zamanımızın geri almak. | Open Subtitles | وكلما أسرعنا في العودة إلى وقتنا سيكون لدينا القليل لنقلق حول هذا الموضوع |
Bunun hakkında sizi bilgilendirme şansı bulduğum için çok mutluyum. | TED | لذلك أنا سعيد لحصولي على فرصة لأحدّثكم حول هذا الموضوع. |
Eğer Bunun için yalan söylediyse, acaba başka neler hakkında yalan söyledi? | Open Subtitles | حسناً ، إذا كذبت حول هذا فما الشيء الآخر الذي كذبت حوله؟ |
Çünkü altı ay boyunca Bundan bahsetmemden sonra, sanırım sonunda bu penis olayı hakkında gerçekten ciddi olduğumu anladı. | TED | لأنه بعد ستة اشهر من الحديث حول هذا, اعتقد أنه اخيراً لاحظ انني جادة بالفعل حول معضلة العضو التناسلي الذكري. |
Şimdi Bununla ilgili vurucu olan şey psikologların bunu 30 yıldır biliyor olması. | TED | الشيئ المفاجئ حول هذا أنه لقد عرف الاطباء النفسيون هذا منذ 30 عاماً |
Burada manevi belirsizliklere yer yok İncil Bu konuda çok açık. | Open Subtitles | ليس هنا مجال للانحراف الأخلاقي إنّ الانجيل واضح جدا حول هذا. |
Bizim birlikte olmamızla ilgili şikayet edip durdun ve şimdi birlikte değiliz ve Bu konuda da şikayet edecek yolu buluyorsun. | Open Subtitles | .. أنتِ تسيئين إلينا لأننا مع بعض .. و الآن نحن لسنا كذلك و أنتِ تجدين طريقاً لـ تسيئين حول هذا |
Bak aradım ama Bu konuda yazılmış bir kitap yok. | Open Subtitles | انظر مم.. ليس هناك كتب حول هذا الموضوع، لقد بحثت |
Bu konuda bana bayağı baskı yapan bir arkadaşım vardı, ondan ettim. | Open Subtitles | نعم، لديّ صديق والذي كان ألماً حقيقياً في المؤخرة حول هذا الموضوع |
Hayır, bekle, Darfur'u unut çünkü Bu konuda bir düşüncesi olabilir. | Open Subtitles | كلا, أنتظر, آنسى أمر دارفور. لأنها قد تملك رأي حول هذا. |
Ama Bu konuda tüm yaptığımızın Bu konuda fikir alışverişi yapıyormuşuz gibi göründüğünden endişeliydi. | TED | ولكنه كان يشعر بالقلق من أن كل ما يبدو أننا نفعله هو تداول الآراء حول هذا الموضوع. |
-Jack Bunun hakkında tartışarak zamanını harcamak mı istiyorsun? -Pekala. | Open Subtitles | أتريدين مواصلة الجدال حول هذا و تضييع المزيد من الوقت؟ |
Telefonlarıma cevap verseydi Bunun hakkında konuşmayı ben de çok isterdim. | Open Subtitles | أحب أن أتحدث معها حول هذا الموضوع انها لم تتحدث معي |
Elbette dünyadaki bir çok editör Bunun hakkında sinirliydi. | TED | وبالطبع، الكثير من المحررين حول العالم كانوا عصبيين جداً حول هذا الموضوع. |
Beni tekrar oraya yollama yeter böylece Bunun için endişelenmene gerek kalmaz. | Open Subtitles | فقط لا تعيديني الى هناك ثانيةً ولَنْ يَكونَ عِنْدَك قَلْق حول هذا |
Bunun için kaygılanma. Acemiler her zaman biraz hırpalanır. | Open Subtitles | لاتقلقى حول هذا.المبتدئون دائماً يجب أَن يصبح مضروب قليلاً |
CA: Peki ama aslında gerçekçi bir korku değil mi, Bundan korkmamızın sebebi şöyle düşünmemiz olamaz mı: Asıl olay daha olmadı. | TED | كريس: لكن هل هناك خوف عقلاني هو حقيقةً، المتسبب في ترويعنا حول هذا لأننا نعتقد أن الشئ الكبير لم يأت بعد؟ |
Bununla ilgili konuşmak için yanına gitmiştik ki aniden kuramı çürüttü. | TED | هكذا ذهبنا للتحدث معه حول هذا الموضوع وعلى الفور، أسقط النظرية |
Seninle bu konuyu konuştuğumu duysa beni öldürür. Çok paranoyaktır. | Open Subtitles | هو يقتلني إذا عرف بأنّني كنت كلام معك حول هذا. |
Son bir şey: Bu konu hakkında yıllarca çok üzerime gelindi ancak bunun buradaki seyirciler için bilhassa önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | شيء واحد نهائي -- لقد كنت مضطربا للغاية حول هذا لسنوات ، لكنني أعتقد أنه من المهم بشكل خاص لهذا الجمهور. |
Hayır,o konuda aile içi tartışmamız hiç olmadı,asla aile içi tartışmamız hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يحدث نقاش عائلى حول هذا الامر ابدا لم يحدث نقاش عائلى |
buna dair birçok şey söylendi. | TED | لقد قيل الكثير من الامور حول هذا الموضوع. |
Bu konudan başka kimseye bahsetme. | Open Subtitles | الآن، شوفي، لا تقول شئ أكثر حول هذا لأحد لأي شخص آخر الآن |
Miras olarak aldığımız belli başlı ideolojik çatışmaların tamamının aslında üretim kanallarına kimin hâkim olacağı sorusu etrafında cereyan ettiğini düşünürsek, bu teknolojiler bir çözümle geliyor: Aslında, belki de hiç kimse. | TED | وعندما نفكر أن الصراعات الأيديولوجية الكبرى التي ورثناها كانت جميعها مبنية حول هذا السؤال لمن الذي ينبغي له السيطرة على وسائل الإنتاج، وهذه التقنيات تعود مع حل: في الواقع، ربما لا أحد. |