Günün her saati, hayatınızın her günü, ölüm döşeğine girene kadar. -ki bu normalde olacağından 10 yıl daha sonra olacak- | TED | كل ساعة من اليوم، وكل يوم في حياتكم وصولا الى فراش الموت الخاص بكم والذي سيكون بعد عشر سنوات من المتوقع |
Sonuçta bir gün, bir faj hayatınızı kurtarabilir. | TED | في نهاية المطاف، إحدى العاثيات قد تنقذ حياتكم يومًا ما. |
Çocuklar, eğer aşk evliliği yaparsanız hayatınız onun zenginlikleriyle dolu olacak. | Open Subtitles | يا اطفال ، اذا تزوجتم شخصا تحبونه ستكون حياتكم مليئة بغناها |
Birliğin sistemine girdiniz, protokole uymadınız ve hayatlarınızı tehlikeye attınız! | Open Subtitles | , أنتم أخترقتوا أنظمة الأتحاد عصيتم النظام وعرضتم حياتكم للخطر |
hayatlarınız birbirinize bağlı olduğunda, derin bir bağ oluşturursunuz ... | Open Subtitles | عندما حياتكم تعتمد على بعضكم تتشكل رابطة عميقة بينكم |
Siz, sizin için en iyi olanı bulabilirsiniz, ancak hayatınızda dur işaretleri gerekiyor. | TED | يمكنكم أن تجدوا الأمر المناسب لكم، لكنكم تحتاجون إلى إشارات توقف في حياتكم. |
Eğer boruyu tamamlayamazsanız hayatınızın altı ayını boşa harcamış olursunuz. | Open Subtitles | و إذا لم تكملوها فقد اضعتم ستة شهور من حياتكم |
Yoksa hayatınızın kalan kısmını Blair gibi puştlarca tecavüze uğrayarak mı geçirmek? | Open Subtitles | لكن إن أردتم تبديد حياتكم ' ' فعليكم بالاستئساد والاغتصاب مثل بلير |
Siz çocuklar bugün kazandığınız ikramiyelerle kendinize ait adanız olacak ve hayatınızın geri kalanında margarita içerek sarhoş olacaksınız. | Open Subtitles | مع المكافأة التي حصلتم عليها اليوم أيها الأطفال ستكونون على جزيرتكم الخاصة ثملين من المارغاريتا لما تبقى من حياتكم |
İsteseniz de istemeseniz de radikal şeffaflık ve algoritmik karar verme hızla geliyor ve hayatınızı değiştirecek. | TED | شئتم أم أبيتم، الشفافية المطلقة وخوارزميات اتخاذ القرار ستتغلغل سريعا في حياتكم، وستغير حياتكم. |
Ve arabanızda CD'leri bulunuyor, ve senfonilere gidiyorsunuz. Ve çocuklarınız enstrüman çalıyor. hayatınızı klasik müzik olmadan hayal edemiyorsunuz. | TED | ولديكم أقرص ليزرية في سياراتكم وتذهبون لحضور السمفونيات .. وأولادكم يعزفون الآلات ولايمكنكم تخيل حياتكم بدون الموسيقى الكلاسيكية .. |
Veya önceliğini artırarak ya da dikkatinizi ona vererek hayatınızı zenginleştirebileceksiniz. | TED | أو سوف تستطيعوا إثراء حياتكم بجعلها أولوية و بإعطاءها اهتمامكم. |
Fakat seçiminizi dikkatli yapın çünkü başladığınız işe hayatınız boyunca devam edeceksiniz. | Open Subtitles | و لكن اختاروا بحذر لأنكم ستبقون في العمل الذي ستختارونه لباقي حياتكم |
Eve gidince hayatınız boyunca bir kıza söylediğiniz aptalca şeyleri düşüneceksiniz ve muhtemelen bunun için yatana kadar ağlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما تكونوا هناك ستتذكروا كل الأشياء الغبية الذي تحدثتوا بها لفتاة في كل حياتكم وستجعلكم تبكون إلى أن تناموا |
Hiçbir şey yaşamadığınız bir diyarda yaşadığınız için hayatınız istediğiniz gibi gitmiyor. | Open Subtitles | أنتم تعيشون في مملكة بلا تجارب حقيقية ولهذا السبب لم تنجح حياتكم |
Biliyorum ki bunu duymak hayatlarınızı biraz daha katlanılabilir kılardı, ama hayır, başkentinizi güzel bulmuyorum. | TED | اعلم ان سماعكم ذلك كان ليجعلكم تتحملون حياتكم اكثر قليلا، لكن لا ، انا لا اجد عاصمتكم جميلة. |
ki bu tekniği sadece ve sadece hayatlarınızı... kurtarmak için kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | حيث ستستخدمون هذا الأسلوب لإنقاذ حياتكم فقط |
Bakın, zeki olamayı, okula gitmeyi bu tür şeyleri umursamadığınızı biliyorum ama sırf hayatlarınız amaçsız diye benimkini de öyle sanmayın. | Open Subtitles | أسمعوا ، أعلم أنكم لا تبالون حول أن تكونوا أذكياء أو الذهاب إلى المدرسة أو أي شيء أخر لكن ليس أن حياتكم ضائعة جدا |
Önümüzdeki iki hafta, hayatınızda geçirdiğiniz en zor haftalar olabilir. | Open Subtitles | سيكون الأسبوعان التاليان في حياتكم من أصعب الفترات التي ستشهدونها |
Bu zamazingo hepinizin hayatını kurtaracak o yüzden bana teşekkür etmelisiniz. | Open Subtitles | هذا الشيء الغير مسمى سوف ينقذ حياتكم لذا عليكم أن تشكروني |
Hayatta görebileceğiniz en çirkin insanlardı. | TED | كانوا أبشع رجال يمكنكم رؤيتهم في حياتكم. |
Zaten bir gösteride oynuyorsun. Bunun adı senin Hayatın. | TED | بالمناسبة، أنتم تحملقون فعلًا في عرض يسمى حياتكم. |
Sen veya kocan yakın zamanda eski hayatınızdan birileri ile irtibata geçtiniz mi? | Open Subtitles | هل تحدثتِ و زوجكِ مؤخراً لأحد من الماضي شخص من حياتكم السابقة ؟ |
Ve eğer sizi kendinizden çıkıp bu adamların yerine koymanıza ikna edip bir adım, sadece bir adım yürütebilirsem, hayat boyu diğer tüm alanlarda yapabileceğiniz sosyolojik analizleri bir düşünsenize! | TED | وإذا إستطعت أن أحثكم أن تضعوا أنفسكم مكانهم وأن تسيروا خطوة واحدة , مجرد سنتيمترات , عندها تخيلوا نوع التحليل الإجتماعى الذى يمكنكم أن تفعلوه فى كل جوانب حياتكم ؟ |
Gelin, buraya toplanın, işte hayatınıza korku salanlar. | Open Subtitles | واحد يجىء, تعالوا جميعآ بسبب الخوف من اجل حياتكم |
Hatırlıyorum da, kaçırılmasından bir ay sonra... o tatlı küçük hayatlarınıza hiç bir şey olmamış gibi devam ettiniz. | Open Subtitles | في الواقع ، أذكر بعد شهر من خطفها أنكم عدتم إلى حياتكم الطبيعية . كأن شيئاً لم يحدث |
Tatlım, hepinizin hayatının bir parçası olmaktan daha fazla bir şey istemiyorum. | Open Subtitles | عزيزتي , لاشئ أريده أكثر من أن أكون جزء من حياتكم ثانية |
En küçük çocuğa ve en yaşlı adama... zaman ayıran bu adamı, kendi hayatında sizlerin hayatı için... yer arayan bu adamı, çevresindekiler tarafından... saygı duyulan, onurlandırılan ve sevilen bu adamı uğurlayalım. | Open Subtitles | من وجد وقتاً لأصغر طفل و أكبر عجوز من وجد وقتاً في حياته لكي يُوجد مساحة في حياتكم رجل تم احترامه و تشريفه و حبه |