Hepimiz ırkın toplumsal olarak inşa edilmiş bir olgu olduğunda anlaşabiliriz ama günlük yaşamımızda bunu görmek genellikle zordur. | TED | الآن، لنا أن نتفق جميعًا بأن العِرق ظاهرة من بناء المجتمع، ولكن، من الصعب أن نراها في حياتنا اليومية. |
günlük yaşamımızda yaptığımız bir şey ile etkileşime geçip, harekete geçecek. | Open Subtitles | أجل , إنه يعمل عندما يتفاعل مع شئ من حياتنا اليومية |
Şimdi bunun günlük hayatımızdaki etkilerini bir düşünün. | TED | الان فكرو في التاثير الذي سوف يطرأ على حياتنا اليومية |
Yani bir fotoğrafı gerçekçi gösteren şeyler, bence hakkında hiç düşünmediğimiz şeyler, günlük hayatlarımızda etrafımızda olan şeyler. | TED | فما يجعل صورة تبدو واقعية هي الأشياء التي لا تخطر ببالنا الأشياء الموجودة حولنا في حياتنا اليومية |
Yani, bu uğurda daha fazla zaman harcanması gerektiğini düşünmekteyim. Baxter gibi robotlar üzerinde ve günlük hayatımızda Baxter gibi robotlardan yardım alma konusunda. Baxter burada ve onu görüyorsunuz. | TED | و اعتقد أننا سنمضي أوقاتاً أكثر مع روبوتات مثل باكستر والعمل معهم في حياتنا اليومية و سوف هنا , باكستر أنه جيد |
Hepimiz önümüzdeki 40 yıl için, robotların varlığına itibar edecek ve günlük hayatımızın bir parçası haline getireceğiz. | TED | وسنعتمد على الروبوتات خلال الأربعين سنة القادمة كجزء من حياتنا اليومية |
Daha çok bu fikri beğenmiştim: günlük bir obje gibi. Bir şeye sahip olabilmek ve değişik bir şey yapabilmek fikri. | TED | ولكن أعجبتني فكرة استخدام شىء نستعمله في حياتنا اليومية من أجل أغراض أخرى والقيام بشئ مختلف. |
Bu kaygı verici, hayali yolculukların günlük hayatımızda olmasını istemediğimize dair bir fikir var. | TED | وهناك فكرة بأننا لا نريد هذه الرحلات الخيالية، المعدة بعناية، أن تحدث في حياتنا اليومية. |
Her şeyden de ötesi, günlük yaşamlarımızı sürdürürken duyduğumuz güvenimizi yitirebiliriz. | TED | أهم شيء على الاطلاق، سنفقد تلك الثقة التي نعيش بها حياتنا اليومية. |
Işık, günlük hayatta karşılaşmaya alışkın olduğumuz hiçbir şeye benzemez aslında. | TED | حسنا، الضوء شيء مميز ليس مثل أي شيء آخر اعتدنا على التعامل معه في حياتنا اليومية. |
Edimsel koşullanma günlük yaşamımızın her yerinde. | TED | الاشتراط الإجرائي منتشر جداً في حياتنا اليومية. |
Bu aşk üçgeni uç bir örnek fakat günlük hayatımızda verdiğimiz birçok kararımızı yansıtıyor. | TED | مثلث الحب هذا هو مثال بالغ التطرف، و لكنه يعكس الكثير من القرارات التي نتخذها في حياتنا اليومية. |
Aslında mikroplar zaten günlük hayatımızın gerekli bir parçalarıdır. | TED | الحقيقة أن الميكروبات هي بالفعل جزء لا يتجزأ من حياتنا اليومية. |
Bir yandan, buralar günlük aktivitelerimizden daha az etkileniyor. | TED | وبشكل ما، فهي متأثرة بشكل أقل بنشاط حياتنا اليومية. |
günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde gençleri bir şekilde desteklememiz mümkün mü? | TED | في حياتنا اليومية وفي مواقع العمل هل هناك طرق لدعم الشباب؟ |
Aşağı yukarı günlük hayatımızın her alanında önemliler. | TED | هي مهمة جدًا في كل مناحي حياتنا اليومية. |
Okyanusların günlük hayatımızda ne kadar önemli olduğunu hiç düşündünüz mü? | TED | هل تفكر ابداً فى اهمية المحيطات فى حياتنا اليومية ؟ |
Gezegenler, tostlar, volkanlar, bulutlar, klarnetler, baloncuklar, yunuslar ve günlük hayatı oluşturan her türlü şey. | TED | هناك كواكب وخبز محمص وبراكين وسحب ومزامير وفقاعات ودلافين وجميع الأشياء المختلفة التي تشكل حياتنا اليومية. |
Bu hikayeler kadınların tarihini kapsamak için geniş bir taban yaratmıyorlar ve günlük gerçeklerimizi yansıtmıyorlar. | TED | لا تشكل هذه القصص قاعدةً واسعة لدمج تاريخ المرأة، كما أنها لا تعكس واقع حياتنا اليومية. |
günlük yaşamımızda bu değişken kuantum gerçekliğini tecrübe etmiyoruz. | TED | نحن لا نجرب حقيقة هذا السائل الكمي في حياتنا اليومية. |