Uzun bir zaman boyunca iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim. | TED | لفترة طويلة من حياتي أحسست كأنني كنت أعيش حياتين مختلفتين |
Tek bir hamlede canavar, iki hayatı söndürdü, biri tuzağa düşen anne, diğeri de hiçbir zaman beslenemeyecek olan bebek. | Open Subtitles | بقضمة فك واحدة انهى الوحش حياتين حياة تلك الام المحصورة وحياة طفلها الذى لن يحتاج لطعام ابدا بعد ذلك |
İki farklı hayatı sürdürmeye çalışırken donup kalıyorsun. | Open Subtitles | إنّكَ تحاول عيش حياتين مختلفتين، وقد شلّكَ ذلك |
- Mark, iptal edip duramazsın. - Bakın, iki hayat yaşayamam. | Open Subtitles | مارك لا يمكنك ان تستمر بالالغاء لا يمكنني ان اعيش حياتين |
Seni kıskanmıyorum. İki hayat yaşamak kolay değil. | Open Subtitles | ،أنا لا أحسدك فليس من السهل أن تعيش حياتين |
İki yaşamın zıt yönlere gidişiyle. | Open Subtitles | بحركة حياتين باتجاهين مختلفين |
İkimiz de farklı hayatlar sürdük. | Open Subtitles | كلنا منقادين نحو حياتين مختلفتين |
Bu masada iki kişinin hayatı yatıyor. Konuşmayı kesip dikkatimizi hastaya verebilir miyiz? | Open Subtitles | يوجد حياتين على المحك الآن لذلك هل بإمكاننا التوقف عن الكلام و نُرعي إنتباهنا ؟ |
- Hala şüpheleniyorum. - İki karısı var ve iki hayatı. | Open Subtitles | و مازلت كذلك، لديه إثنين منهن و حياتين |
Artık o iki farklı hayatı yaşayamazdım. | Open Subtitles | أنا فقط تعبتُ من العيش في حياتين |
- Eğer itfaiyeyi bekleseydi iki kişinin hayatı kurtulabilirdi. | Open Subtitles | ربما كان بامكاننا انقاذ حياتين |
Ünlü olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama iki hayatı yaşamak nasıldır bilirim. | Open Subtitles | أقصد ... لا أعرف شعور الشهرة، لكن أعرف شعور العيش في حياتين |
Burada iki masum insanın hayatı tehlikede. | Open Subtitles | توجد حياتين بريئتين على المحك هنا |
İki farklı hayatı sürdürmenin zorluğu... | Open Subtitles | كل الإدعاء وعيش حياتين |
Babam iki hayatı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | . أبي قال أن لديه حياتين |
Bunun nedeni her insanın iki hayat yaşadığını öğrenmiş olmamda saklı. | Open Subtitles | الأمر أني تعلمتُ منذ زمن طويل أن كل شخص يعيش حياتين |
Depresyon nedeniyle acı çekiyorum. Uzun bir süre boyunca düşündüm ki birindeki insanın diğerindekinden korktuğu tamamen birbirinden farklı iki hayat yaşıyorum. | TED | اعاني من الإكتئاب وذلك لمدة طويلة، وعلى ما أعتقد لقد عشت حياتين مختلفتين تماما حيث كل شخص فيها خائف من الآخر. |
Aslında bugün iki hayat kurtardım, onunkini ve benimkini. | Open Subtitles | لنتجنب الإصطدام بالسيارة أنقذت حياتين اليوم، حياتي وحياته |
İki farklı hayat yaşamak zor olsa gerek. | Open Subtitles | لابدّ أنّه أمر صعب عيش حياتين. |
Şimdiyse iki yaşamın var. | Open Subtitles | الآن لديك حياتين |
Eğer ayrı hayatlar sürersek, beni unut... | Open Subtitles | لاتعرف ذلك لو عشنا حياتين منفصلتين |
Ama genellikle bir görsel ikiz kişinin yaşayan, kanlı canlı kopyasıdır. | Open Subtitles | لكن النظائر المزدوجة، أحياء ، يتنفسون ، يعيشون حياتين. |