Tüm hayatım boyunca asla bu kadar emin olmamıştım. | Open Subtitles | لم أكن متأكد أبداً حول أي شيء مثل هذا في حياتي بأكملها |
Yani, Tüm hayatım, şöyle bir ölüm ilanında özetlenecekti : | Open Subtitles | أعني، حياتي بأكملها ستتخلّص في كلمتين .. في العزاء بصفحة الوفيّات |
Tüm hayatımı bana anlatırken seni görmek, gözlerinin içine bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أراك ، أن أنظر إلى عينيك وأنت تفسر لي حياتي بأكملها |
Bütün hayatım o iki çantanın içinde. Ne yapmam gerekiyor? | Open Subtitles | حياتي بأكملها تعتمد على الحقيبتين، ما الذي يفترض بي عمله؟ |
Bu, Hayatım boyunca bir günde yaptığım herşeyden çok daha fazla. | Open Subtitles | واو , هذا أكثر مما أنجزناه في يوم في حياتي بأكملها |
Ama diğer zamanlarda... bu çok aptalca geliyor... Bütün hayatımı mahvedermiş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لكن عندها ، في أحيان أخرى يبدو لي ذلك أمراَ سخيفاَ كما لو أنه سيدمر حياتي بأكملها |
Tüm hayatım pencerede beklemekle geçip gitti. | Open Subtitles | أشعر أنني أمضيت حياتي بأكملها أراقب من النوافذ |
Tüm hayatım boyunca, zorluklar karşısında inat ettim. | Open Subtitles | حياتي بأكملها,عودت نفسي على مواجهة الأشياء |
Tüm hayatım leke dolu. Bir tane daha olmuş olmamış fark etmem bile. | Open Subtitles | حياتي بأكملها مليئة بالعيوب حتى اذا خُدشت لن يكون ملحوظاَ |
"senin adına, Tüm hayatımı adadım" | Open Subtitles | في إسمك ، لقد ورّثت حياتي بأكملها كامل حياتي ، يا حبي |
Yani Tüm hayatımı, düzenimi tekrardan düzene sokmamın sebebi bu mu? | Open Subtitles | اذاً،هذا ما إندفعت مهرولة الى هنا من أجله؟ ما جعلني أعيد ترتيب حياتي بأكملها |
Burada Tüm hayatımı geçirebilirim ve de hiç arkama bakmam. | Open Subtitles | إنني أشعر أن بإمكاني قضاء حياتي بأكملها هنا، ولا أعود لموطني. |
Kurbağayı caddede karşıdan karşıya geçirmek Bütün hayatım olmuştu. | Open Subtitles | عبور الشارع بذلك الضفدع كان حياتي بأكملها. |
Hatta zengin bir ailem olsaydı, Bütün hayatım farklı olurdu. | Open Subtitles | و كانت عائلتي غنية حياتي بأكملها ستكون مختلفة |
Bütün hayatım kurban ilgilidir. Benim gelecekteki tutan bütün olduğunu ise, | Open Subtitles | حياتي بأكملها عبارة عن تضحيات إذا كان هذا ما يحمله لي مستقبلي |
Ben bir hanımefendiyim ve böyle bir şeyi Hayatım boyunca kimseye söylemedim. | Open Subtitles | أنا سيدة، ولم يسبق لي قول ذلك لأحد قط في حياتي بأكملها |
Bu kadınların bazıları Hayatım boyunca tanıştığım en güçlü kadınlardı. | TED | وهؤلاء النساء كنَّ بعض أكثر النساء قوة ممن قابلتهم في حياتي بأكملها. |
Yani Bütün hayatımı kandırılarak mı harcadım? O yalan söyledi, ben değil. | Open Subtitles | إذاً أنا في الأساس,قضيت حياتي بأكملها مخدوع؟ |
Bütün hayatımı aileme ve abime sırtımı dönerek yaşayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعيش حياتي بأكملها بعيداً عن والدي وأخي |
Görünüşe bakılırsa sana tüm hayat hikayemi anlattım. | Open Subtitles | يبدو أنّني أخبرتك قصة حياتي بأكملها |
Bu anı Ömrüm boyunca bekledim. | Open Subtitles | لقد انتظرت حياتي بأكملها من أجل هذه اللحظة |
Bütün hayat hikayemi bu şekilde anlatabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع تغطية قصة حياتي بأكملها. |
Bütün sırlarım bu kitabın içinde. | Open Subtitles | حياتي بأكملها في هذا الكتاب |
İnanması zor. bütün yaşamım burada sanırdım. | Open Subtitles | من الصعب تصديق هذا، ظننت أن حياتي بأكملها تدور حول هذا الكأس |