Hayatımda sinsice sızmaya çalışmadığın tek bir nokta dahi var mı acaba? | Open Subtitles | أتوجد بوصة مربعة واحدة في حياتي لم تكن قد أقحمت نفسك فيها؟ |
Topuklarını iki tarafına vurduğunda, dizginleri hafiflettiğinde ve ruhunu serbest bıraktığında, Hayatımda hiç olmadığı kadar at olmayı istedim. | Open Subtitles | عندما رأيتك توخزينه على جانبيه بكعب حذائك وتشدين اللجام وفي كل حياتي لم أفكر بأن أكون حصان |
Ben değil ölü, ben Ölüm, olarak Hayatımda zaten yeterince meşgul değildi. | Open Subtitles | لم أمت ، أنا الموت كما لو أن حياتي لم تكن مليئة بالأعمال |
Yeah. Hayatım hiç bu kadar kötü olmamıştı. | Open Subtitles | أجل، حياتي لم ينقصها المزيد من السوء. |
Söylentilerin aksine benim de Hayatım hiç bu kadar iyi olmamıştı. | Open Subtitles | ولكن خلافاً للك حياتي لم تكن أفضل |
Ben hiçbir şey yapmadım! Ben hayatım boyunca hiç yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لكنني لم أقم بأي فعل خاطئ طوال حياتي لم أكن في أي مشكلة |
hayatımın büyük kısmında konuşma kabiliyetimi aklımın ucundan bile geçirmedim. | TED | طوال حياتي لم أفكر يوماً في قدرتي على الكلام.. كنت اتعامل مع قدرتي على الكلام كأمر مسلم به |
Hayatımın onun için bir anlamı yoktu. Benim için neden önemli olsun ki? | Open Subtitles | حياتي لم تكن تهمّه فلمَ تهمّني حياته؟ |
Hayatımda ilk kez, dizlerimin üstüne çöküp... hiçbirşey olmamış olsun diye dua ettim. | Open Subtitles | للمرة الأولى في حياتي لم أشعر بأقدامي لقد شهرت مسدساً و لم يحدث شيء |
Hayatımda hiç kokteyl partisinde bulunmamıştım. | Open Subtitles | رغم أنني تناولت كوكتيلات كثيرة في حياتي لم أتواجد قط في حفلة كوكتيل |
"Benim Hayatımda insanlar var. Sende niye yok?" diye düşünürler. | Open Subtitles | يفكرون، "أنا لدي أناساً في حياتي "لم ليس لديك أنت؟ |
Hayatımda gerçek bir bomba ne gördüm ne dokundum. | Open Subtitles | لدي في حياتي لم تكن أبدا في انفجار قنبلة حقيقية لمسها أو النظر. |
Hayatımda bu kadar sorumsuz ve profesyonellik dışı bir hareket görmedim ben! | Open Subtitles | هذا أمرٌ غير مسوؤل وغيرُ مهني أبدآ طوال حياتي لم أرى مثل هذا |
Menim Hayatımda tamen içki (Mojito) ve kumsallarla geçmedi.. | Open Subtitles | حياتي لم تكن بالضبط شراب الموجيتوس و شواطئ رملية |
Bu Hayatımda unutmayı yeğlediğim çok travmatik bir olaydı. | Open Subtitles | كان ذلك حدث أليم جدا .في حياتي لم أكن لأنساه |
Hayatım hiç de hayal ettiğim gibi olmadı. | Open Subtitles | حياتي لم تسر بالشكل الذي تصورته |
İşin aslı şu ki, Hayatım hiç de değişmedi. | Open Subtitles | في الحقيقة, حياتي لم تتغير كثيرا |
Önceden, Hayatım hiç böyle değildi. | Open Subtitles | حياتي لم تكن هكذا |
Haytım boyunca, Mike. hayatım boyunca böyle şiddet dolu şeyler yaşamadım. | Open Subtitles | طوال حياتي، مايك طوال حياتي لم يكن هناك لحظة عنف واحدة |
Kendimi hayatımın büyük bir bölümünü bir hastanenin arka koğuşunda geçirmiş olarak bulabilirdim ama hayatım o şekilde ilerlemedi. | TED | وربما انتهى بي الأمر بقضاء معظم حياتي في جناح الخلفي للمستشفى، لكن حياتي لم تتحول هكذا. |
Hayatımın onun için bir anlamı yoktu. Benim için neden önemli olsun ki? | Open Subtitles | حياتي لم تكن تهمّه، فلمَ تهمّني حياته؟ |