Tamam, Bily yakalandı. Artık bu konuda bir şey yapamam. | Open Subtitles | حسناً بيللي لا شئ استطيع فعله حيال هذا الامر الان |
bu konuda bir şeyler yapmak için artık çok geç. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تأخر الوقت قليلاً لفعل شيئ حيال هذا |
Karım bir yerlerde kaybolmuş. Sen bu konuda ne yapıyorsun peki? | Open Subtitles | زوجتي بالخارج في مكان ما مالذي تفعله أنت حيال هذا الأمر؟ |
Bunlar üç üzüm tanesi; maymun Bunun için gerçekten heyecanlanıyor. | TED | هذه ثلاث حبات عنب; القردة تشعر بالحماس الشديد حيال هذا. |
Bu gece tarih yazdık, peki Bundan sonra ne yapacağız? | Open Subtitles | الليلة كانت التاريخ، ماذا علينا أن نفعل حيال هذا الأمر؟ |
Bak, eğer Bununla ilgili bir şey yapmayacaksan benim olayı anlamam lazım ki bir şeyler yapabileyim ama burada bir şey yapamam! | Open Subtitles | أنظر, أنّ لم تقم بفعل شيء حيال هذا أحتاج لتفكير في الأمر حتى يمكنني فعل شيء حياله لكن لا يمكنني فعله هنا |
Bunun hakkında çok korkunç hissettim. Bunu senin için yapacağım. Sizin için de çocuklar. | Open Subtitles | انا اشعر بالسوء حيال هذا ، سأعوضك وانت ايضا ايها الصغير |
Baban bir arabada boğuluyor ve sen bu konuda hiçbir şey yapmıyorsun. | Open Subtitles | إنه يغرق في سيارة، أما أنتِ فلا تفعلين أي شيء حيال هذا |
Kızına bir şey oldu ve şu an bu konuda hiçbir şey yapamıyorsun. | Open Subtitles | 0 هناك شئ بالفعل حدث لابنتك ولا يمكنك ان تفعل شئ حيال هذا |
Yani bu sizi aldattığı anlamına gelmiyor. Eğer bu konuda şüpheniz varsa. | Open Subtitles | إذن هذا يثبت أنّها لم تكن تخونكَ إن كنتَ قلق حيال هذا |
Hiçbirimiz kendimizi güvende hissetmiyoruz. Birinin bu konuda bir şeyler yapmasını istiyoruz sadece. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بعدم الآمان، فقط نود أن يفعل شخص ما شيء حيال هذا |
Bacağımdaki kas problemliydi ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كان ينقصني عضلة في ساقي. ولا يمكنني فعل شيء حيال هذا. |
Amy'nin etrafındakilere onunla çıkmamalarını söylemem çünkü ondan hoşlanıyorum ve bu konuda hiçbir şey yapmayacak kadar da malım. | Open Subtitles | لا يمكنني ان امشي بالجوار واخبر الناس ان لا يسألوا ايمي للخروج لانني احبها ولم افعل شي حيال هذا |
Şu andan itibaren bu konuda hiçbir şey yapacak konumda değilsin. | Open Subtitles | وفي تلك اللحظة، أنت لست في موقف للقيام بشئ حيال هذا |
Bu çok kötüydü, yani bu konuda gerçekten bir şey yapamaz mıydık ? | TED | كان شيئاً مُحطِماً وتساءلنا ألا يمكننا فعل شيء حيال هذا الأمر؟ |
Kardeşinizin ve sizin atlarla pek ilgili olmadığınızı ve acılı olduğunuzu biliyorum ama şu an Bunun için endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | أعرف بأنكِ أنتِ وأخيكِ لا دراية لكما في الخيول, وتعانين من خسارة ولكن لا ينبغي أن تقلقي حيال هذا الأمر الآن. |
Eğer bir şey için suçluluk hissedeceksem Bunun için hissedeceğim. | Open Subtitles | إن كنت سأشعر بالذنب حيال شيء، فسأشعر بالذنب حيال هذا. |
Hayır, siz sabah çıkarken de Bundan ötürü endişeliydim zaten. | Open Subtitles | لا، كنت قلقتاً حيال هذا الأمر عندما غادرتما هذا الصباح |
Bana umut veren şeyse Bununla ilgili yapabileceğimiz bir şeyler olması. | TED | ما يعطيني أملاً الآن هو أنه يمكننا فعل شيء حيال هذا الأمر. |
Hayır, üzgünüm, çocuklar. bu konu hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا، آسفة يا رفاق لا أعلم أي شيء حيال هذا |
O konuda kendimi iyi hissediyorum. Biraz korktum, ama daha iyi olacağım. | Open Subtitles | انا اشعر بخوف حيال هذا لكن لا بأس سأحصل على وظيفه اخرى |
Allah bilir Amerikalılar Buna nasıl bir tepki verecekler. | Open Subtitles | فمن يعلم كيف سيتصرف الأمريكيون في غضبهم حيال هذا |
Ama ama kızların Bu konuyu öylece açmasına alışık olmadığımı da söylemeliyim. | Open Subtitles | يجبأنأقول.. لست معتاداً على أن الفتيات يكونن منفتحات للغاية حيال هذا الأمر. |