Ryuk'un bir insanın evcil hayvanı ya da öyle bir şeyi olduğunu duydum. | Open Subtitles | يبدو أن ريوك أصبح حيوانًا أليفًا لدى بشري |
Minik gözlerime, şirket kartı olan uzun boylu bir Wall Street hayvanı takılıyor. | Open Subtitles | أنا اختلس بعيني الصغيرة حيوانًا طويل القامة من وول ستريت مع بطاقة الائتمان للشركات |
Bu fosil bize, küçük bir kafatası, büyük göz çukurları ve alışılmadık derecede uzun dişleri olan bir hayvanı gösterdi. | Open Subtitles | أظهرَت حيوانًا بجمجمة صغيرة وتجويفين كبيرين للعينين وأسنان طويلة على غير العادة |
Aklıma gelmişken terapide düşüncelerini paylaşırken bir hayvana dokunmak rahatlatıcı gelebilir. | Open Subtitles | بالمناسبة، قد يكون من المريح جدًا أن تلمس حيوانًا بينما تشارك أفكارك أثناء العلاج. |
Sen bir tanesine bakamıyorsun diye ben tek başıma seksen beş hayvana bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أعتني بـ 85 حيوانًا لوحدي الآن لأنكِ لاتستطيعين الاعتناء بواحد. |
Vahşi bir hayvana benziyor. | Open Subtitles | إذ أنه يبدو حيوانًا وحشيًا. |
Evet, kaç tane hayvanı fırına atıyorsunuz? | Open Subtitles | نعم, حسنًا, كم حيوانًا تضعون في المحرقة؟ |
Benim evcil domuzum Lily'ye olduğum kadar yakın olduğu bir hayvanı olması çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أحب أن لديها حيوانًا أليفًا مقربًا إليها كما كنت مع خنزيري الأليف "ليلي". |
hayvanı evde besliyorlarmış. | Open Subtitles | ذلك الشيء كان حيوانًا أليفًا. |
Bir katili seçiyorsun. Bir hayvanı. | Open Subtitles | اخترت قاتلًا، حيوانًا! |