"خاتماً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yüzük
• yüzüğü
• alyans
• yüzüktü
• parmağında

Sana bir yüzük aldım, ve sana göstermek isterdim fakat sen beni postaladıktan sonra onu evsiz bir kadına verdim.
لقد أشتريت لكِ خاتماً بالفعل و كنت سأريكِ إياه لكني وهبته لإمرأه مشردة بعدما لفظتيني

Harry yıldönümümüz için yüzük almak istedi.
كما تعلمين، هاري يريد أن يشتري لي خاتماً جديداً بمناسبة عيد زواجنا

yüzük için yeterli parası yoktu onun yerine bana bunu aldı.
لم يكن معه المال الكافي ليشتري لي خاتماً لكنه إشترى لي هذه بدلاً منه

Ona güzel, romantik, seni tüm kalbimle seviyorum nişan yüzüğü almalısın.
اشتر لها خاتماً جميلاً وشاعريّاً ويعبّر عن حبّك العميق لها فحسب

Tamam, belki de ona yüzük yerine, farklı bir şey almalısın.
ربّما لا يجب أن تقدّم لها خاتماً ربّما يجب أن تقدّم لها شيئاً مختلفاً

Bu aptal bir sakız makinası yüzüğü değil. Güzel bir yüzük.
ليس خاتماً غبيّاً يشبه خواتم العلكة إنه خاتم جميل

- Hayır, size bunu koyacağınız bir yüzük ya da şık bir kol düğmesi ayarlayabiliriz.
أيجب ارتداء هذه القفازات؟ يمكننا أن نصنع لكم خاتماً جميلاً أو.. أو ربما زر معدني جميل بكم القميص

Ayrıca bebeğin babası olmayan bir erkekle yüzük seçmeye gitmiş hamile bir kadındım.
و ملحوظة: كنت حاملاً و أشتري خاتماً مع رجل ليس والد ابني

Melanie'nin en önemli parmağında bir yüzük olduğu görülüyor.
يبدو أن ميلاني ترتدي خاتماً. في إصبع هام جداً.

John, Jane'e güzel, büyük bir elmas yüzük alır.
يشتري الرجُل خاتماً ألماسياً ظريفاً لإصبعِ المرأة

Sevdiğin adam, caddenin ortasında diz çöker sana bir yüzük verir ve evet dersin.
رجل تحبين يجثو على ركبتيه بالشارع و يقدم لكِ خاتماً فيجب أن توافقي

Bara geldiğinde yüzük takmıyordu.
لايوجد حجر ، عندما أتت إلى البار لم تكن تضع خاتماً

Bekar olduğunuzdan mı, takmayı sevmediğinizden mi yüzük yok?
لا ترتدي خاتماً لأنك أعزب أم لأنك لا تحب ارتداء الخواتم؟

Parmağına büyük gelen bir yüzük mü seçti?
لماذا اختارت خاتماً أكبر من مقاسها إذاً؟

Şekillere ve işaretlere bakarak bunun bir yüzük olduğunu söyleyebilirim.
حسناً, بحكم شكله والعلامات الموجودة عليه... سأقول إنه كان خاتماً.

Bana zamanda yolculuk edebileceğim bir yüzük vermişlerdi.
أعطوني خاتماً يمكّن من السّفر عبر الزمن.

Ne türden bir soyguncu bir evi soyar ve böyle bir yüzüğü kurbanın parmağında bırakır?
أي لص يسطو منزل ويترك خاتماً كهذا على اصبع الضحية ؟

Bir erkek bir yüzüğü parmağa geçirmeye çalışırken bir kadın hala bileziğini çıkarmaya çalışıyordu.
..بينما كان رجل يضع خاتماً كانت امرأة تحاول نزع سوار

ve daha sana doğru dürüst bir alyans bile alamadım.
ولا أستطيع أن أشتري لك حتى خاتماً لائقاً.

Çok hoş ve güzel bir yüzüktü. Sade ve mütevazı bir yüzüktü, tıpkı senin gibi.
قصة حقيقية كان خاتماً جميلاً، جميلاً