O nişan yüzüğü. 17. yüzyıl Fransız. | Open Subtitles | ذلك خاتم خطوبتها هو فرنسي من القرن سابع عشر |
nişan yüzüğü hala yatağının yanındaki çekmecede duruyor. | Open Subtitles | خاتم خطوبتها لا يزال في الدُرج في الكامودينو |
Hayır, o nişan yüzüğü. Evleniyor. | Open Subtitles | لا، أنه خاتم خطوبتها أنها ستتزوج |
nişan yüzüğünü rehine verdi, çünkü tefeci fazla para isteyecekti. | Open Subtitles | قامت برهن خاتم خطوبتها... لأنّ المرابي كان سيمزق أذني... |
Bu tarz adamları saf dışı etmek için nişan yüzüğünü gösterirdi ama bu adam "umurumda değil" deyip, denemeye devam ediyordu. | Open Subtitles | كانت تظهر دوماً خاتم خطوبتها للرجال لأجل أن تسكتهم لكن هذا الرجل كان مثل "أنا لا أبالي. |
Vicky ise ,nişan yüzüğünü çalmakla itham ettiği için Morris Hasberg'den özür dilerken ağlamış. | Open Subtitles | وعندما إعتذرت (فيكي) لـ(موريس هازبيرغ) بكت لإتهامه بسرقة خاتم خطوبتها |
Don ile ikisinin nişan yüzüğü. | Open Subtitles | إنهٌ خاتم خطوبتها من (دون) |
Onun nişan yüzüğünü çaldı. | Open Subtitles | -سرق خاتم خطوبتها |