Ofisinden hışımla çıkarken beni resmen yerle bir etti. | Open Subtitles | وبعد ذلك سطّحتْني عملياً بينما يَندفعُ خارجاً من مكتبِها. |
Ölmeden hemen önce Dr. Sinclair'in odasından çıkarken ona rastladım. | Open Subtitles | رأيته خارجاً من غرفة الدكتور سينكلير قبل موته |
Başsavcı, yangın başlamadan önce, seni, depodan çıkarken gören birinin olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول المدعي العام أنهم رأوك خارجاً من المخزن قبل إندلاع الحريق النار مباشرة |
Şuradaki kayakçılar, onu nehirden çıkarken gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | راكبو الأمواج هؤلاء يقولون أنهم قد رأوه يعدو خارجاً من النهر. |
Bir adam kamyonetin arkasından çıkmış. | Open Subtitles | الرجل الأول كانَ خارجاً من مؤخرة الشاحنة |
Eski bir hikayeden çıkmış gibiydi. | Open Subtitles | إنه بدا وكأنه خارجاً من حكاية قديمة |
Güzel. Ayrıca gelirken duştan çıkarken havluyla çekildiğin bir fotoğrafını da getir. | Open Subtitles | رائع, وأيضاً أحضر لنفسك صورة فى منشفة خارجاً من الإستحمام |
Onu daha bir saat önce terziden çıkarken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته خارجاً من محل ملابس للرجال بالشارع الرئيسي منذ ساعة |
Ne zaman? En son senin ofisinden çıkarken görülmüş. | Open Subtitles | ,آخر مرة شوهد فيها كان خارجاً من مكتبكِ |
Yoldayken onu Rockefeller Parkı'ndaki ormandan çıkarken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته في طريقي آنفاً. كان خارجاً من الغابة الواقعة في محمية "روكفيلر". |
Amaç uğruna çok önemli bir şey yapmak istedim ama elçiliğe girerken ya da çıkarken yakalanırsam, bu... | Open Subtitles | أود فعل شيء مهم حقاً للقضية, ولكن إذا تم امساكي داخلاً او خارجاً من السفارة, فسوف... |
Bir gece, Dairesinden çıkarken... | Open Subtitles | وفي ليلة ما. كنت خارجاً من منزلها |
Geldiğimizde mahzenden çıkarken gördüğümüz adam. | Open Subtitles | الرجل الذي رأيناه خارجاً من القبو؟ |
Dave Williams'ı depodan çıkarken mi gördünüz? | Open Subtitles | -إنتظر . رأيت (ديف وليامز) خارجاً من المخزن؟ |
Araçlardan biri şüpheliyi Reed'in evinden çıkarken görüntülemiş. | Open Subtitles | إحدى طائرات المراقبة التقطته خارجاً من شقة (ريد) |
- Genellikle, bardan çıkarken. | Open Subtitles | ! عادةً مايكون خارجاً من البار |
Bu fotoğraf dairesinden çıkarken çekildi. | Open Subtitles | ذلك هو خارجاً من شقته |
Onu Cunth'ın ofisinden çıkarken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته خارجاً من مكتب (كانث) |
Bir korku filminden çıkmış gibiydi. O yüz! | Open Subtitles | كان شيئً خارجاً من تصير لفيلم ما |
Ve kavgadan yeni çıkmış olmalı. | Open Subtitles | ويجب أن يكونَ خارجاً من معركة لتوّه .. |