pencereden dışarı baktığında daha somut şeyler görmek güzel olurdu. | Open Subtitles | كان لطيفاً أن تنظر خارج النافذة وترى شيئاً عدا الخرسانة |
peki dedim, elimi pencereden dışarı uzattım ve yağmur yağmaya başladı. | Open Subtitles | قلت لا بأس ومددت يدى خارج النافذة وأخذ المطر فى الهطول |
camdan dışarı bakınca birini görüyorum, genç bir kadını. | Open Subtitles | نظرت خارج النافذة فرأيت شخص .. كانت امرأة شابة |
Bütün yol boyunca kafasını camdan dışarı çıkarttı. | Open Subtitles | طِرْ الطريقَ الكاملَ برأسهِ خارج النافذة. |
Pencerenin dışında sadece fırtınanın topladığı toz sürüleri olmasına rağmen | Open Subtitles | بينما لا يبدو خارج النافذة سوى عصف التراب العاصفة تتشكل |
Bu odayı asla vermeyiz. Müşteriler Pencerenin dışındaki levhadan şikayet ederdi. | Open Subtitles | لا نحجز هذه الغرفة أبداً النزلاء يتذمرون بخصوص اللافتة خارج النافذة |
pencereden dışarı bakıyordum, camın köşesinde toz gördüm bu beni deli etti | Open Subtitles | لقد كنت أطالع خارج النافذة ولاحظتُ غباراً في زواياها وهذا يقودني للجنون |
Seçmeler bittiğinde eve döndüm ve iki hafta boyunca pencereden dışarı bakıp postacıyı, beni durgun köyümden çıkarıp dansa eşlik eden ellerin ve yatakhanelerin dünyasına götürecek bileti bekledim. | TED | وبعد أن أديت تجربة الأداء، عدت للبيت ورحت أحدق خارج النافذة لأسبوعين. أنتظر ساعي البريد. أنتظر تذكرة رحلتي خارج قريتي النائمة وإلى عالم فيه غرف السكن وأيدي عازفي الجاز. |
Aman Allahım, tam bir canavara dönüşür! Beni o kadar bezdirdi ki, kendimi pencereden dışarı atmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أصابني الملل الشديد ، وذهبت خارج النافذة. |
Beni o kadar bezdirdi ki, kendimi pencereden dışarı atmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أصابني الملل الشديد ، وذهبت خارج النافذة |
Şifoniyerimden yatağa, ve pencereden dışarı atlarken, çoğunlukla... yatak yaylarını ve kemiklerimi kırardım. | Open Subtitles | لقد كسرت العديد من إطارات السرير والعظام عن طريق القفز من خزانتي إلى السرير ومن ثم إلى خارج النافذة. |
Eh bien, birisi bu pencereden dışarı sarkarsa, bunu teyid edebilir. | Open Subtitles | جيد . اذا قام المرء بالإنحناء خارج النافذة |
Kazayla bahçe fıskiyeleri çalıştı. Tabii ben eşyalarını camdan dışarı attıktan sonra. | Open Subtitles | لقد مرت عربة الرش بالجوار صدفة بعد أن ألقيت بكل شئ خارج النافذة |
İşini bir köşeye atabilirsin tüm kuralları ve yapman gereken her şeyi fırlatıp camdan dışarı atabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ يمكنكِ أنّ ترمي كل القواعد والأشياء التي من المفترض أنّ تقومي بها. إرميهم خارج النافذة فحسب. |
Belki de bir kavanoz dolusu çişi camdan dışarı atmamalıydın! | Open Subtitles | ربما أنتِ لم يكن عليك أن ترمي جرّة بول خارج النافذة. |
Yani size birinin dün gece yarı giyinik bir hayvanı öldürdüğünü ve camdan dışarı bir ceset attığını söylediğim yer. | Open Subtitles | الجزء الأول حيث أحيطكم علما بأن ، الليلة الماضية شخص قتل حيوان متلبس جزئياً وألقوا جثة الإنسان خارج النافذة. |
Güneş gözlüklü adam Pencerenin dışında. | Open Subtitles | هذا الرجل بالنظارات الشمسية خارج النافذة |
Pencerenin dışında ayakta dikilmiş. Ay ışığında beklediğini söyledi annesi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه وقف خارج النافذة تحت ضوء القمر |
Pencerenin dışındaki şu sinek kuşu gibi mesela. | Open Subtitles | مثل هذا الطائر الطنان خارج النافذة كمثال |
Camın önünde bağıran 50 tane kedi var çünkü evimin etrafında dolaşan 10,000 tane fare var Dee, tamam mı? | Open Subtitles | لديّ 50 قطة تموي خارج النافذة لأن لديّ عشرة آلاف فأر يحومون حول مبناي،حسناً؟ -توقف عن الصراخ |
Kilitli olan camın dışında bir iz daha vardı. | Open Subtitles | كان هناك طبعة أخرى على العتبة خارج النافذة المغلقة. |
Ne zamandır her gece yukarıdaki odanın camından dışarı bakıyor ve düşünüyorum. | Open Subtitles | أنظر خارج النافذة كل ليلة و أفكر .. |
Camdan dışarıya bir sandalye fırlattı. Polisi aradım. | Open Subtitles | رمى كرسيا خارج النافذة |
Zorlama pencerenin dışından. Önceki içeri girme denemesi olmalı. | Open Subtitles | آثار شقوق خارج النافذة مما يعني محاولة إقتحام سابقة |