Bir sabah evinin dışında park ettiğini görmüş ve penceresinden birkaç tane fotoğraf çekmiş. | Open Subtitles | شاهدته يركن خارج منزلها في صباح احد الايام والتقطت له بعض الصور من خلال نافذتها |
Sana iyi geceler dedikten sonra evinin dışında beklemediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتعني بأن تخبرني أنكَ لم تجلس خارج منزلها بعدما ودعت وأخبرتك عمت مساءاً |
Onu taciz etmek için evinin dışında beklemenin uygun olduğunu mu düşündün? | Open Subtitles | أتظّنُه ملائمًا أن تنتظرها خارج منزلها لتُحاصرها؟ |
Ben kürsüdeyken, evinin önünde bekleyebilir misin? | Open Subtitles | بينما أنا على تلك المنصة قد تتمركز خارج منزلها |
- Kız ondan kurtulduktan sonra evinin önünde beklemiş olmalı. | Open Subtitles | على الأرجح أنه أنتظر خارج منزلها بعدما تخلصت منه |
Eminim öyledir. Niye onun evinin önüne park etmiyorsunuz ki? | Open Subtitles | أراهن على ذلك لماذا لا توقفينها خارج منزلها إذن ؟ |
Hala başı belaya girmeden önce 4 saatimiz var ve sen bana evinin dışında park eden bir araç olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لا يزال لدينا أربع ساعات قبل أن تكون في خطر حقيقي، ولقد أخبرتني أنه يوجد شرطي خارج منزلها |
evinin dışında, kızı bekleyen bir adam. | Open Subtitles | رجل يَتُوقُ لفتاة خارج منزلها. |
evinin dışında Kang'ı gördüm. | Open Subtitles | حتى أنني رأيتُ كانغ خارج منزلها |
O da tıpkı senin gibi evinin dışında bulmuş. | Open Subtitles | وجدته خارج منزلها تماما كما حدث معك |
Meg'in evinin dışında görevli FBI koruma ekibini arıyorum. - Cevap vermiyorlar. - Kız kardeşini ara. | Open Subtitles | وتتوقفي عن التصرف في الأشياء التي لا تخصكِ سأتصل بالعملاء الموجودين لحماية (ميغ) خارج منزلها لا أحد يجيب اتصلي بشقيقتكِ |
Bu yüzden şöyle bir etrafına bakıp evden sana ait olmayan bir şeyle ayrılmış mısın bir kontrol etsen diyorum. Meg'in evinin dışında görevli FBI koruma ekibini arıyorum. - Cevap vermiyorlar. | Open Subtitles | وتتوقفي عن التصرف في الأشياء التي لا تخصكِ سأتصل بالعملاء الموجودين لحماية (ميغ) خارج منزلها لا أحد يجيب اتصلي بشقيقتكِ |
1964'te bir gece yarısı, Kitty Genovese evinin dışında öldürüldü. | Open Subtitles | في عام 1964 (كيتي جينيفز) قُتلت خارج منزلها في منتصف الليل |
Öldürülmeden önce evinin önünde olduğuna dair görüntüler var. | Open Subtitles | لدينا لقطات ضعك خارج منزلها قبل أن اغتيل. |
Yani Emma öldürüldüğü sıralarda evinin önünde görülen minibüsle seninki eşleşiyorlar. | Open Subtitles | سيارة تطابق هذه الأوصاف شوهدت خارج منزلها خلال وقت مقتلها |
Bir keresinde onları Wendy'nin evinin önünde kavga ederken görmüştüm. | Open Subtitles | رأيتهما يتناوشان خارج منزلها مرة. |
Peki nasıl? evinin önünde pusuya yatarak mı? | Open Subtitles | إغرائها خارج منزلها ؟ |
Arabam evinin önünde. | Open Subtitles | تعرف ان سيارتي خارج منزلها |
ve tabi Bayan Cornish'in de evinin önünde. | Open Subtitles | والسيدة (كورنيش) خارج منزلها في تلك الليلة |
Fakat ayrıca kilise kâtibi de kadını çok arzuluyor ve her gece şarkı söylemek için, evinin önüne gidiyor. | TED | ولكن كاتب الأبرشية يرغب في الزوجة أيضًا، ويأتي كل ليلة ليغني خارج منزلها. |
Peki hiç evinin önüne hediyeler, çiçekler veya parfüm bırakmadın mı? S | Open Subtitles | لمْ تترُك أيّة هدايا خارج منزلها إذنْ، ورود أو عطر؟ |
Belki de onun evinin önüne park etmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب عليك فقط الحديقة خارج منزلها. |