Bilimimiz ve fosillerimizin güvenliği için! Ama bu çok yanlıştı. | Open Subtitles | من أجلِ سلامة عِلمنا وإحفوريّتنا وكان كلّ ذلك خاطئاً للغاية |
O da şu: Sezgisel, sarsılmaz bir inançtı ve yanlıştı. | TED | كان إيماناً بديهياً و مسيطراً و كان خاطئاً. |
Senin yaptırdığında bir hata varsa... başka bir test yaptırabiliriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ..فقط فكرت بأن نعمل لك فحصاً آخر في حال كان الأول خاطئاً.. |
Bu sırf biriyle yatmak için kötü bir karar verdiğin gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لا يغيّر حقيقة أنّكَ اتخذتَ قراراً خاطئاً لأنّكَ أردتَ ممارسة الجنس |
Dinleyin. Eğer bir sorun olsaydı, monitör gösterirdi. | Open Subtitles | اسمعا، لو كان هناك شيئاً خاطئاً لظهر هنا |
Çünkü sen ortaya çıktığından beri herşey ters gidiyor, Bay Kennedy. | Open Subtitles | لأن كل شئ صار خاطئاً يا سيد كينيدي، منذ ظهرت لنا |
İlk baktığımda resmi çekerken Yanlış bir şey yaptığımı zannettim. | Open Subtitles | في البداية ظننت أننى فعلت شيئاً خاطئاً عندما التقطت الصورة. |
Seni ailenin bir parçası olarak görmediğimi söylemek bir hataydı. | Open Subtitles | كان خاطئاً ان أقول انني لا أراك كجزء من العائلة |
Ve o parlak çubuklar yanlıştı. Çok yanlıştı. | Open Subtitles | وكان استخدام العصيان المضيئة خاطئاً، خاطئاً جداً |
Yaptığınız şey yanlıştı, ama annenize Sevgililer Günü'nde hedi vermeyi istemek güzel bir şey. | Open Subtitles | ما فعلتم كان خاطئاً لكنه جميل أنكم أحضرتم لأمكم هدية يوم عيد الحب |
Denver'de yaptığım şey yanlıştı, ancak niyetim iyiydi. | Open Subtitles | ما فعلته في دينفر كان عملاً خاطئاً و لكنني فعلته لسبب وجيه |
Ayrıca, hata yapmışım gibi hissetmemi sağlamaya çalışarak, fazlasıyla kütahlık ediyorsun. | Open Subtitles | وأعتقد أنك وقح للغاية لتجعلني أشعر .. أنني فعلت شيئاً خاطئاً |
O günden sonra Bizim Herkül hiç hata yapmadı. | Open Subtitles | منذ ذلك اليوم فصاعداً إبننا هرقل لا يمكن أن يعمل شيئاً خاطئاً |
kötü birşey yapmazdık, o zamanlar filmler bitince, sohbet için kafeye gider, sonrada bankta oturup bir ayyaşı dinlerdik. | Open Subtitles | لم نفعل شيئاً خاطئاً ولكن عندما كانت الأفلام تنتهي كنا نذهب إلى المقهى ونتحدث ثم نجلس على المقاعد |
Kızımız pek körpe Onu aldatacak olursanız, bu kıza yapılacak en kötü şey olur, hem de ahlaksızlık | Open Subtitles | فهي صغيرة وإن خدعتها فسيكون هذا عملاً خاطئاً |
Ne zaman Çince tartışsalar bir sorun olduğunu anlardım. | Open Subtitles | ودائما عندما يكون الجدال بالصينية أعلم بأن هناك أمراً خاطئاً |
Hayır, beni inceleseydin, bir yerde sorun olduğunu anlardın. | Open Subtitles | لا ، لو قمت بدراسة عليّ كنت سوف تدرك ان هناك امراً خاطئاً |
Ama bir şeylerin ters olduğunun farkındaydı, sonra da kanıt buldu. | Open Subtitles | لكنّه عرف أن شيئاً ما كان خاطئاً ثم عثر على دليل |
doğru şeyleri yapmaya çalışırsın, çünkü onun seninle gurur duymasını istersin, ama bazen doğru şeyler ters gidebilir. | Open Subtitles | ستحاول أن تفعل الشيء الصحيح لأنك تريد منهمأنيكونوافخورينبكلكن.. أحياناً الشيء الصحيح يمكن أن يصبح خاطئاً |
Peki, neden Yanlış bir şey yapmadıysan neden polise haber vermedin? | Open Subtitles | إذا لم تفعلى شيئاً خاطئاً إذاً لماذا لم تتصلى بالشرطة ؟ |
Tanrı rolüne soyunmam bir hataydı. | Open Subtitles | لقد كان عملاً خاطئاً عندما حضّرت هذه العصارة |
Evlat, senin işin neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermek değil. | Open Subtitles | إبني ، وظيفتك ليس أن تقرر سواء كان هذا خاطئاً أم صحيحاً |
hatalı olabilirsin ama en nihayetinde hatanı kabul etmelisin. | Open Subtitles | لا بأس إن كان المرء خاطئاً ولكن في الاخير ستعترفين |
- Sanırım yanlış alarm. Ben gideyim. - Yanlış mı? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا كان إنذاراً خاطئاً سوف أعود إلى مقعدي |
Evet...evet, karşı cins, ben Yanlış bir şey yapmadım! | Open Subtitles | نعم، نعم، الجنس الآخـر أنا لم أفعل أي شيء خاطئاً |
yanlis numara verdim. Uydurdum. | Open Subtitles | أعطيتك رقماً خاطئاً, إختلقت ذلك |
Durumu karışık hâle getirip her şey yanlışmış gibi gösteriyorsun! | Open Subtitles | أنت تقوم بخلط الأمور مما يجعل كل شىء يبدو خاطئاً |
Yaptığın şeyin yanlış olduğunu biliyoruz ama asıl soru düzeltmek için ne yapacaksın? | Open Subtitles | أنت تعلم أن ما فعلته خاطئاً. السؤال هو، كيف ستقوم بتصحيح الأمور ؟ |