Buna Kasıtlı Yanlış adını verdiler: Bir sanatçının niyetinin Yanlış yönlendireceğine inanmak. | TED | ووصفا هذا بأنه مغالطة متعمدة: إعطاء قيمة لنوايا الفنان كان شيئًا خاطئًا. |
Özrünüz kabul edilmedi Binbaşı çünkü Yanlış hiçbir şey yapmadınız. | Open Subtitles | إعتذاركَ لم يُقبل أيها الرائد لأنكَ لم تفعل شيئًا خاطئًا |
Dile getirmesem bile bir şekilde yaptığım şeyin Yanlış olduğunu biliyordum. | TED | حتى بدون أن تقال بصوت عالي عرفت بطريقة ما أن ما كنت أفعله كان خاطئًا |
Yanlış bir şey yapmıyorsan endişelenecek bir şey yoktur demek istiyorum. | TED | أقصد إذا لم تفعل شيئًا خاطئًا ليس هنالك مايجب أن تقلق منه. |
Yaptıkları yanlıştı ama gazeten dahil hiç kimse, onun aynı zamanda yas tutan cevaplar arayan bir baba ve eş olduğunu yazmadı ama neden benim için önemli olduğunu herkesten çok senin anlaman gerek. | Open Subtitles | ما فعله الآن كان خاطئًا لكن لا أحد بما فيهم صحيفتك ذكر قد حقيقة أنه كان أبًا |
Sonra gerçekten birşeylerin ters gittiğini fark ettim. | Open Subtitles | ثم لاحظت أن هناك شيئًا خاطئًا بالفعل فيها |
Hepimiz Yanlış olan bir duruma şahitlik edip de ses çıkarmamış olabiliriz. | TED | كلنا شهدنا مواقفًا رأينا فيها أمرًا خاطئًا ولم نتحدّث. |
Fakat bu kelimeyi bu süre boyunca Yanlış kullanıyor olabilir miyiz? | TED | لكن، هل يُعقل أننا كنا نستخدم هذه الكلمة استخدامًا خاطئًا طوال الوقت؟ |
Bir keresinde, Mississippi'nin doğu yakasını keşfederken Yanlış yöne döndüm. | TED | مرةً، عندما كنت أستكشف الضفة الشرقية من نهر المسيسيبي، سلكت منعطفًا خاطئًا. |
Muhtemelen, belki... bilirsin En başta harita olduğunu düşünmen ilk varsayımının Yanlış veya kötü olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ربما، ولكن اعتقادك أنها خريطة في بادئ الأمر لا يجعل من افتراضك الأول سيئًا أو خاطئًا |
veya daha doğrusu, Orda dur, Yanlış yaptığını söyledim. | Open Subtitles | أو بطريقة أدق كنت هناك وأخبرتني أنني أفعله خاطئًا |
O kendi yolunu seçti. Biz Yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لقد إختار طريقهُ الخاص .نحنُ لم نفعل شيئًا خاطئًا |
Yaptığım şeyin Yanlış olduğunu biliyordum öğrendiğim ve çocuklarıma öğrettiğim tüm ilkelere aykırı bir şeydi ama yabancı bir mekânda, etrafım yabancı insanlarla doluydu. | Open Subtitles | علمت بان ما أفعله كان خاطئًا.. ضد كل ما تعلمته وكل ما علمته أطفالي ولكنني كنت محاط بغرباء لا أعرفهم وبمكان لا أعرفه |
Bak, ben suçlu değilim, tamam mı? Yanlış bir şey yapmadım. Beni suçlayamazlar. | Open Subtitles | أنا لست مذنبا،أنا لم أفعل شيئًا خاطئًا إذن لن يتهمونني |
Bana Yanlış adres vermiş olmalısın. | Open Subtitles | العنوان الذي أعطيتني إياه لابدّ أن يكون خاطئًا. |
Bir şeylerin Yanlış olduğunu biliyordum, ama ne olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | علمتُ أن شيئًا خاطئًا ! ولكنني لم أدرك ما هُو |
Yanlış bir yere saptık herahlde. | Open Subtitles | اللعنة، لا بد أننا أخذنا منعطفًا خاطئًا. |
Eğer konuşmanın Yanlış numaradan olduğunu anlarsan, durumu hemen Tapasvi ji'ye açıklamaya çalış. | Open Subtitles | وإن اعتقدت أن هذا اتصال خاطيء فقم بإيقافه فورًا دعه يفهم أنه يطلب رقمًا خاطئًا |
Ama sevgiyi bulduğumuzda ne kadar Yanlış, üzücü ya da korkunç olursa olsun ona sımsıkı sarılırız. | Open Subtitles | أنه يجعل ليالينا أكثر قتامة وأيامنا أكثر كآبة لكن عندما نجد الحب مهما كان خاطئًا حزينًا و مهما بدا بشعًا |
Yaptığımız çok yanlıştı | Open Subtitles | ما فعلناه كان خاطئًا على أكثر من مستوى |
O insanların ona yaptığı şey yanlıştı. | Open Subtitles | وما فعله بها هؤلاء الناس كان خاطئًا |
Birşeyler ters giderse veya garip davranmaya başlarsa ya da kendini kaybederse, beni ara. | Open Subtitles | إن حدث شيئًا خاطئًا أو بدأ يتصرف بغرابة أو أضعتيه، اتصلي بي. |