"خاطئَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Yanlış
• hata
• yanlıştı
• haksızdı
• Yanılıyor
• hatalıydım
• yanıldım

Niles'ı koruman Yanlış değil.
الآن، إذا تُعوّضُ عن النيل، أنت لَنْ تَعْملَ أيّ شئَ خاطئَ.

İlk yapılması gerekenlerden Yanlış yaptığı on şeyi sana söyleyebilirim.
أنا يُمْكِنُ أَنْ أُخبرَك عشَر أشياءِ هو عَمِلَ خاطئَ فوراً المضرب.

Ortalarda gözükmeyince Yanlış bir şeyler olduğunu anladım.
متىهيلَمْتُظهرْ، عَرفتُ الشيءَ كَانَ خاطئَ.

Umarım takmam hata değildi.
أَتمنّى بأنّني عَمِلتُ لا شيءَ خاطئَ بلِبسهم.

Eğer Ryan'ı ben ittiysem, ve o öldüyse, o zaman bu yanlıştı.
إذا أنا دَفعتُ رايان، وهو ماتَ، ثمّ ذلك كَانَ خاطئَ.

Diyorum ki, babam haksızdı, ben haklıydım.
أَقُولُ بأنّ أَبَّي كَانَ خاطئَ وأنا كُنْتُ صحيحَ.

Güçlü titreşimler alıyorum. Yanılıyor olabilirsin.
أَحْصلُ على الإهتزازاتِ القويةِ بأنّك قَدْ تَكُونُ خاطئَ.

Hayır, bir grup insanın karşısına geçip, hatalıydım diyemezdim.
لا، أنا لَنْ أَقِفَ أمام ,مجموعة الناسِ وأَقُولُ بأنّني كُنْتُ خاطئَ

Bence Yanlış bir şey yok ama kimilerine göre Yanlış olabilir.
أنا لا أَرى شيءَ خاطئَ فيه' لَكنِّي أَعْرفُ بأنَّ بَعْض الناسِ غير ذلك.

..ve bunlara ulaşmaya çalışmanın hangi nedenle olursa olsun ne kadar Yanlış olduğunu gösterdi.
وكَمْ هو كَانَ خاطئَ في طلب ذلك لأيّ سبب.

Doğru bildiğimi yaptım. Yanlış bişey yapmadım.haksızlık ediyorsunuz.
كَانَ عِنْدي ثقةُ في الطلقةِ وأنا أَعْرفُ أنني لم أفعل شيءَ خاطئَ

Ah Jing, sen Yanlış bişey yapmadın. Onlar sana Yanlış yaptı.
آه جينغ ، أنت لم تفعل أيّ شئَ خاطئَ هم الذين اخطئوا

Noel'i Yanlış hatırlıyor olabilirim.
أنا يُمْكِنُ أَنْ أَتذكّرَ عيد الميلادَ خاطئَ.

Ne yazık ki evlenince bunun Yanlış olduğunu anladım.
بالرغم من أنَّ أنا تُزوّجتُ وأنا عَرفتُ بأنّه كَانَ خاطئَ.

Ben Yanlış bir şey yapmadım.
أنا ما عَمِلتُش أيّ شئَ خاطئَ.

hata yapmak istemedim.
لَكنّنِي لَمْ أُردْ ان أكُونَ خاطئَ.

Seni bırakmakla hata etmişim.
أنا كُنْتُ خاطئَ لتَرْكك أبداً تَذْهبُ.

Tamam bir kez anneme söylemiştim ama o teknik olarak yanlıştı.
أنا لم أستعمل كلمة " عانس " في حياتِي حسناً، إلا عندما أخبرتُ أمَّي أنه كَانَ خاطئَ تقنياً تسمية إبنِها عانس

Her şey yanlıştı.
كُلّ شيء كَانَ خاطئَ.

O da yanlıştı, bu da.
أجل. وذلك كَانَ خاطئَ. أيضاً

O haksızdı.
هو كَانَ خاطئَ.

* Yanılıyor olabilirim şu anda *
"أنا يُمكنُ أَنْ أكُونَ خاطئَ الآن"

Sana kendine karşı doğru olmadığını söylediğim zaman hatalıydım.
أنا كُنْتُ خاطئَ عندما قُلتُ بأنّك ما كُنْتَ

Konuştuğunuzu duydum sandım da, ama sanırım yanıldım.
إعتقدتُ سَمعتُ بأنّك تَتكلّمُ، لَكنِّي أَحْزرُ بأنّني كُنْتُ خاطئَ.