Sana bir şey söylemem gerek ve bunu yanlış anlamanı istemiyorum. | Open Subtitles | علي أن أقول لك شيئاً وأريدك أن لا تفهميني بشكل خاطىء |
Sanki şey gibi-- sanki o zamandan beri bir şeyler yanlış gidiyor gibi. | Open Subtitles | كنت بانتظار ذلك ذلك الشعور ان هنالك شيء ما خاطىء منذ تلك الليلة |
Evet ama tuhaf tuhaf şeyleri yanlış çekmecelere tıkmanı değil. | Open Subtitles | أجل، لكن ليس بوضع أشياء غريبة في الدُرج بشكل خاطىء |
Laboratuarında kendini sorunlar için suçlayan bir bilim kadını, her zaman bir şeyler ters gittiğinde nedenleri belgelemeye başladı. | TED | إحدى العالمات التي استمرت بلوم نفسها على المشاكل في مختبرها بدأت بتوثيق الأسباب في كل مرةٍ حدث شيءٌ خاطىء. |
kötü teklifler alıyorsun çünkü yanlış yemle balık tutmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لا أنتِ تحصلين علي صيد هزيل لأنكِ تصطادين بطٌعم خاطىء |
Bu açıklamaların her biri yanlış. | TED | كل تصريح من تلكم التي بني عليها الغزو كان خاطىء |
Beni yanlış anlamayın, uzaylıları bulmak müthiş olurdu. | TED | لكن لا تفهموني بشكل خاطىء. أعتقدُ سيكون مدهشاً إيجاد مخلوقات فضائية. |
ve en üste eklediğimiz şey bir çeşit yanlış.Gerçek olmayan bir versiyon. | TED | وكل ما يضاف لتلك القائمة هو خاطىء بل ومزيف |
İlki şuydu: Konserin sonunda terlemişsen bu yanlış bir şeyler yaptığın anlamına gelir. | TED | الاولى كانت: ان عرقت بنهاية الحفلة فيعنى ذلك بأنك تفعل شىء خاطىء |
Bu test bize kelimelerin gerçek anlamını, bizi yanlış bir cevaba götürse bile yok sayamayacağımızı gösterir. | TED | وهذا الإختبار يوضح كيفية صعوبة إهمال المعنى الحرفي للكلمات حتى إن كان هذا المعنى الحرفي لهذه الكلمات خاطىء |
Girişimciler yetiştirmek istiyorsanız, bence bu yanlış. | TED | وهذا تصرفٌ خاطىء اذا اردت ان تنشأ طفلا عصاميا .. |
Ez onu. PM: Hayır. Bu yanlış bir şey. | TED | .اسحقه بيتر مولينكس : ربما هذا تصرفٌ خاطىء |
Ve bunlardan dolayı yanlış yerde olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | حسناً, و فى وسط كل هذا, ظننت أنى فى مكان خاطىء |
Biliyorum yanlış. Ama elimde değil. | Open Subtitles | أعرف أنه خاطىء , ولكن لا يمكننى السيطرة عليه |
Sadece şunu demek istiyorum ki bence öldürmek yanlış bir şey kim yaparsa yapsın. | Open Subtitles | أعتقد أن ما أريد قوله أن القتل شىء خاطىء بغض النظر عمن يفعله |
Demek seni yanlış tanımışım. Onca zamandır oğlanları becermekten ve dövmekten hoşlanıyorsun sanıyordum. | Open Subtitles | اذن انا كنت معتقد انك خاطىء كل ذلك يا نوكيس كل هذا الوقت اعتقدت انك أحبيت فقط |
yanlış numara ile gereğinden fazla konuşmadın mı? | Open Subtitles | لقد أخذت وقتا طويلا تتحدثين مع رقم خاطىء |
Ne zaman burada ters bir şeyler olsa Cesar gibileri suçlamak alışkanlık olmuş. | Open Subtitles | هناك شيئاً خاطىء يحدث هنا هناك ميل لإلقاء اللوم على رجال مثل سيزار |
Peki nesi fena? Seni yanına alanın mutlaka kötü bir şeyi olması gerekiyor. | Open Subtitles | أفهم ، منذ أن أرادوك في بيتهم هناك شىء خاطىء حيالهم |
yolunda gitmeyen bir şey olursa, o zaman şöhretin sadece dedikodu olur ve aramızdaki ilişki pek sağlam olmaz. | Open Subtitles | أى شىء خاطىء سيحدث إذاً, سمعتك هى مجرد ثرثره وأشياء بيننا ليست صلبه |
Benim görevim o çocuğun budalaca bir hata yapmasına engel olmaktı. | Open Subtitles | واجبي، سيدى،لاحافظ عليه وان ارى ان الشاب لا يفعل حكم خاطىء احمك |
Hayır, bakamaz. Bir terslik var. Başı büyük dertte ve onu seviyorum. | Open Subtitles | لا، لا، لا، هي لا تستطيع، شيء خاطىء هي في مشكلة كبيرة وأنا أحبها |
Bir Sorun çıkmasına karşın da ben evin içinde sana destek olacağım. | Open Subtitles | سأكون فى المنزل لادعمك فى حاله اى شىء ذهب فى اتجاه خاطىء |
Bunlara hatalı yargılanmış diyeceksin şehri dava edecekler... yüksek cezalar ödenecek onlara kiraladıkları avukat denilen başka suçlular sayesinde | Open Subtitles | سيكون لديك إعتراف بأن هؤلاء المجرمين أدينوا بشكل خاطىء بمجرد ان تحصل على هؤلاء المجرمين خارج السجن أول شيء سيقومون به هو إستئجار مجرمون آخرون يُدعوّن مُحامون |
Sanki bir şeyler yanlışmış gibi! | Open Subtitles | كأننى سأفعل شىء خاطىء |
O yüzden, bana kalırsa bu konuya "kesinlikle yanlıştır" derken biraz dikkatli olmanızı tavsiye ederim. | Open Subtitles | عليك أن تكون حريص إلى حد ما,أنا أعتقد قبل أن تقول هذا خاطىء جداً |