"ekmeğini suların yüzüne at, çünkü birçok günlerden sonra onu bulacaksın." | Open Subtitles | المصبوب خبزك على الماء، إنك سوف تجده بعد العديد من الأيام. |
ekmeğini soyluların kanına batırdığını inkar ediyor musun? | Open Subtitles | هل تنكر انك كنت تغمس خبزك بدماء النبلاء ؟ |
ekmeğini elinden almalarını istemezsin değil mi? | Open Subtitles | فلا مانع من تنازلك عن خبزك لشخص آخر قام بالحفر أليس كذلك؟ |
- Hiçbir fikrim yok. Soğuk ekmek ekmek değildir. Bu sizin o İngiliz ekmeniğiz değil, kardeşim. | Open Subtitles | الخبز البارد ليس بخبز فهو ليس خبزك الانجليزي يا اخي |
İhtiyacım olan tek şey, senin yumurtalı ekmeğin. | Open Subtitles | جل ما أريده هو خبزك الفرنسي المحمص |
Senin Tostunu yemek isterim. | Open Subtitles | أودّ تناول خبزك المحمّص |
"ekmeğine sahip çık, çık ki kimse çalmasın, kahvaltıda yiyecek bir şeyin olsun." | Open Subtitles | راقب خبزك ، لكي لا يسرقه أحد ولكي تسطيع أن تتناول بعض الفطور |
Harika, çünkü Fransızını kimselerle paylaşmazsın. Yumurtalı ekmeğini bile kimseyle paylaşmıyorsun. | Open Subtitles | جيّد، لأنّك لا يُمكنك قطّ مشاركة رجلٍ فرنسيّ، إنّك حتّى لن تُشاركين خبزك الفرنسي. |
Yavrum, ekmeğini yağlayacağım. | Open Subtitles | عزيزتي سوف أضع الزبدة على خبزك |
İncil, "ekmeğini suya at." diye buyurur. | Open Subtitles | يقول الكتاب المقدس، "ارم خبزك على وجه المياه" |
Her zaman yumurtalı ekmeğini savunurum. | Open Subtitles | سأدافع عن خبزك الفرنسي المحمص دومًا، |
Hayır. Verme ekmeğini ona. | Open Subtitles | لا، لا تعطيه خبزك |
# Çalarlar balını ve yerler ekmeğini # | Open Subtitles | سيسرقون كل عسلك# ويأكلون خبزك الاخير |
Bana ekmeğini verir miydin? | Open Subtitles | أستعطيني خبزك ؟ |
Al ekmeğini de uç artık! | Open Subtitles | خذ خبزك ، وطر بعيداً، |
ekmeğini ye. | Open Subtitles | كُلي خبزك المحمص |
- Kemiklerini öğütüp ekmek yaptın. | Open Subtitles | -أنت طحنتى عظامه لكى تصنع منه خبزك |
Çünkü sen ekmeğin kabuklarını kesiyorsun. | Open Subtitles | لأنك تزيل قشور خبزك |
Tostunu yağlarım. | Open Subtitles | سأضع الزبدة على خبزك |
Sarımsaklı ekmeğine yer ayırdım ama. Ayrıca bebeklik kilolarımı verirken görmedin beni. | Open Subtitles | أنا صائم لتناول خبزك بالثوم كما أنك لم تريني منذ الصبا |
İşte tostun, Maggie. | Open Subtitles | هذا خبزك المحمص، ياماقي |