Sana kaç defa şans tanıdım ama beni hayal kırıklığına uğrattın! | Open Subtitles | أعطيتك فرصة و ثانية و العديد من الفرص لقد خذلتني |
Sana kaç defa şans tanıdım ama beni hayal kırıklığına uğrattın! | Open Subtitles | أعطيتك فرصة و ثانية و العديد من الفرص لقد خذلتني |
Sorun şu ki, beni şu canavar işinde hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | الأمر أنه، حسناً لقد خذلتني في مهمة الوحش هذه |
Çalışmanı bizim standartlarımıza çıkarman için sana her fırsatı tanıdım ama beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقدْ أعطيتكَ كل الفرص لتعمل طبقاً لمعاييرنا... و لكنّكَ خذلتني |
Belki de gideceği yere yerleşene kadar söylemek istememiştir fakat beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | ربما لا تريد حتى تستقر إلى أين ستذهب، لكنها خذلتني |
Bir de insanlara açıklayacağını söyledikten sonra beni ektin. | Open Subtitles | ثم خذلتني بعد أن واعدتني |
Beni bir kez daha hayal kırıklığına uğratırsan, bir dahakine şarjör boş olmaz. | Open Subtitles | خذلتني ثانية و الغرفة لن تبقى فارغة |
Beni hayal kırıklğına uğrattın, Servisi hayal kırıklığına uğrattın ve, açıkçası, kendinide hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | لقد خذلتني و خذلت المخابرات و أظنك خذلت نفسك |
Moral verici bir konuşma istiyordum dostum ama beni hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن كلام تشجيعي أعلمني خذلتني |
Yine hayal kırıklığına uğrattın. Önceden yapmadığın bir şey değil. | Open Subtitles | لقد خذلتني كما فعلت ذلك آلاف المرات |
Ama sonunda sen de beni hayal kırıklığına uğrattın bütün o aptal kızlardan daha çok. | Open Subtitles | وفي النهاية خذلتني أكثر من... أكثر من جميع السخيفات الأخريات |
Beni yine hayal kırıklığına uğrattın, Starscream. Yakala onları! | Open Subtitles | لقد خذلتني مرة أخرى, ستار سكريم امسكوهم! |
- Beni ne zaman mı hayal kırıklığına uğrattın? | Open Subtitles | ! متى خذلتني ؟ - "بالله عليكَ يا ، "ويلي - |
beni yüzüstü bıraktın, Slean Keela ile evlendi, Rheda Jarl oldu! | Open Subtitles | لقد خذلتني تزوج (سلين) بـــ (كيلا)، و (ريدا) هي قائدة القبائل |
Ben de şu an küfrediyorum. Çünkü beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | وأنا أشتم الآن، لأنك خذلتني. |
Sana güvendim ve sen beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقد وضعتُ ثقتي بك... وأنت خذلتني. |
Rebecca Bloomwood beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | (ريبيكا بلوموود) خذلتني |
Rebecca Bloomwood beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | (ريبيكا بلوموود) خذلتني |
beni ektin demek. | Open Subtitles | إذًا أعتقد أنكِ خذلتني. |
Bir de insanlara açıklayacağını söyledikten sonra beni ektin. | Open Subtitles | ثم خذلتني بعد أن واعدتني |