| Hastaneden yeni çıktı. Bu ayakkabı olayı gerçekten gerekli mi? | Open Subtitles | لقد خرج من المشفى لتوّه هل خلع الأحذية ضروري حقاً؟ |
| En azından sebep olduğum karmaşadan iyi bir şey çıktı. | Open Subtitles | على الأقل شيء جيد واحد خرج من الفوضى التي أحدثتها |
| Ugşşşşşşşşşş. O adamın ağzından çıkmış herhangi bir şeyi duymak istemiyorum; | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع أي شيء خرج من فم ذلك الرجل |
| Ön kapıdan çıkmış, park yerindeki bakım kamyonuna düz kontak yapmış. | Open Subtitles | خرج من الباب الأمامي، وقام بتشغيل شاحنة صيانة موجودة بمنطقة الانتظار |
| Tam şurada duran ve kapıdan fırlayıp çıkan şu tipi tanıyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ذلك الشخص الذي كان هنا للتو؟ الذي خرج من الباب لتوه؟ |
| Henry, o gemiden bir tane organik bilgisayar yürüyerek çıktı. | Open Subtitles | هنري هنالك كمبيوتر عضوي واحد فقط خرج من تلك السفينة. |
| Ya arka pencereden tırmanıyor ya da bodrumda saklanıyor çünkü Henry odasından yalnız çıktı, görünürde kız falan yok. | Open Subtitles | حسناً، إمّا أنّها قفزت من النافذة الخلفية أو أنّها مختبئة في القبو لأنّ هنري خرج من غرفته لوحده تماماً، |
| Ben, o kurtarır, o iyi olacak sürecin dışına çıktı iyi | Open Subtitles | لقد خرج من العمليه، هو يسترد عافيته، سوف يصبح بخير جيد |
| Adam bilardo salonundan çıktı. Kim çıkmaz ki? | Open Subtitles | اذن فهو قد خرج من مكتب رهونات من لم يفعل؟ |
| 20- 30 dakika önce şu kapıdan çıktı. | Open Subtitles | خرج من هذا الباب من 20 دقيقة مضت . ممكن 30 |
| Cinayetten sonraki sabah otelden o kadar hızlı çıkmış ki eşyalarını ardında bırakmış. | Open Subtitles | خرج من الفندق بسرعة في الصباح التالي بعد الجريمة ترك جميع أغراضه خلفه |
| Kodesten yeni çıkmış biri için çok büyük laflar ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتفوه بالكثير بالنسبة لشخص خرج من السجن بكفالة للتو |
| Sanki seri üretilmiş gibi görünüyor, sanki bir fabrikadan çıkmış gibi, elektrikli süpürgeler ve çamaşır makineleri gibi. | TED | يبدو و كأنه تم انتاج منه كميات كبيرة كأنه قد خرج من مصنع مثل المكنسات الكهربائية و الغسالات. |
| Eve girip çıkan herkesi çilingir dahil olmak üzere sorgulamıştık. | Open Subtitles | لقد حققنا مع كل شخص دخل أو خرج من المنزل |
| Daha fazla dayak yemeyeceğini söyledi, bu yüzden arabadan çıkıp onlara karşılık vermiş. | Open Subtitles | قال أنه لم يريد الضرببعدالآن،لذا .. لذا خرج من السيارة وأعاد إليه الضربة. |
| Çünkü şu an o kadar yorgunum ki ağzımdan ne çıktığını bilmiyorum. | Open Subtitles | حقا انا تعبه للغاية لا اعلم ماذا خرج من فمي من كلمات |
| Sanki eyalette kalırsa, hemen denetim olacakmış gibi, oradan kaçtı. | Open Subtitles | خرج من هناك كما لو انه سيواجه تحقيقاً من الحكومة |
| BouIanger 2 yıI önce 1 gardiyan ve memuru öIdürüp hapisten kaçmış. | Open Subtitles | بلونجير خرج من السجن قبل عامين قتل حارس امن وشرطي |
| Evet, evden çıkarken adam bunu taşıyordu. | Open Subtitles | نعم, لقد كان الفتى يحملها عندما خرج من المنزل |
| Tüm kapıları açmış ve son adam da dışarı çıkınca kendini içeri kilitlemiş. | Open Subtitles | هل خرج من هناك؟ لقد فتح كل الأبواب وعندما خرج أخر رجل, قام بحبس نفسه بالداخل |
| Ya çıkarsa, Henry? Ya sandıktan dışarı çıkarsa? | Open Subtitles | ماذا لو خرج يا هنرى ماذا لو خرج من هذا الصندوق ؟ |
| Adam garajdan çıkıyor, arabasına biniyor ve vuruluyor. | Open Subtitles | لقد خرج من المرآب ليركب سيارته، فأطلقوا عليه النار |
| Mesela geçen sefer en ufağı evden sandalet ve bornozla çıkmıştı. | Open Subtitles | بآخر زيارة صغيرهم خرج من المنزل مرتدياً زعانف و روب حمام |
| Hapisten çıktıktan sonra bir kaç gece aynı evde kaldık. | Open Subtitles | بعد أن خرج من السجن كنا في المنزل نفسه لليلتين |
| Kargo bilgisine göre, gemiden sadece tek bir şey indi. | Open Subtitles | وفقاً للبضاعة الظاهرة شيئ واحد فقط قد خرج من السفينة |
| Ve babamın anlattığına göre uçaktan inmiş ve bu yemeğe gitmiş ve orada bu inanılmaz ziyafet varmış. | TED | وكان والدي قد خرج من الطائرة الى هذا العشاء .. وكان هناك الكثير من الطعام |