Hastaneden çıkarken o kırmızı çantayı taşıyordu. | Open Subtitles | كانت تحمل هذه الحقيبة عند خروجها من المستشفى |
-Eski karının şu kapıdan çıkarken ses duvarını aşması benim için yeterli teşekkürdü. | Open Subtitles | زوجتك السابقة، كسرت حاجز الصوت عند خروجها من المنزل، هذا شكر كافي. |
Mağazadan çıkarken bir şey çalmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو مثل أنّها سرقت شيء في طريق خروجها من المتجر |
Odadan çıktığı zaman bir tanı koyabiliriz. | Open Subtitles | قد نحصل على تشخيص بمجرّد خروجها من الحجرة |
Ben varken olmaz Runkle. 20 sene boyunca, İyi günde kötü günde yanında kalmış bir kadını rehabilitasyondan çıktığı dakika yüzüstü bırakamazsın. | Open Subtitles | ليس بمناوبتي رنك , انت لا تهجر إمرأة بقيت معك على السراء والضراء لعشرين سنة , بمجرد خروجها من إعادة التأهيل |
Evet ama kurşunun vücuttan nasıl çıktığı hakkında fikrimiz yok. | Open Subtitles | أجل، لكنّنا لا نملك أيّ فكرة عن كيفية خروجها من جسمه. |
Bardan çıkarken yere yığılan sarhoş bir kadını götürdüğünde arabayı senin kullanman gerektiğini... | Open Subtitles | لأني لم أذكر التفاصيل في أنه عندما تصطحب إمرأة مخمورة... و التي تترنح في طريق خروجها من البار... |
Bardan çıkarken yere yığılan sarhoş bir kadını götürdüğünde arabayı senin kullanman gerektiğini... | Open Subtitles | لأني لم أذكر التفاصيل في أنه عندما تصطحب إمرأة مخمورة... و التي تترنح في طريق خروجها من البار... |
Ve sakın o banyodan çıktığı saniye sorularınla onu boğayım deme. | Open Subtitles | وكأنّك لن تثبي عليها بالأسئلة في اللحظة التي تلي خروجها من ذلك الحمّام |
Mercy buradan çıktığı an kıçına tekmeyi basacak. | Open Subtitles | ستزيلك (ميرسي) من عقلها لحظة خروجها من هنا |
Hastaneden çıktığı gün Misaki'nin fotoğrafı. | Open Subtitles | (هذه صورة لـ (ميساكي يوم خروجها من المشفى |