Bir süredir, çocuklar konusunda sıcak ve bulanık senin hakkında da daha az mide bulandırıcı hissediyordum, bunu da ilaç dolabında sakıza yapışmış bulunca dayanamadım. | Open Subtitles | وخفّ قليلاً شعور الغثيان تجاهكِ، ومن ثمّ وجدتُ هذا الشيء.. ملتصقٌ بعلكة قديمة في خزانة الأدوية |
İlaç dolabında beş çeşit ağrı kesici var. | Open Subtitles | خمسة أنواع مختلفة من المسكّنات في خزانة الأدوية لديك |
Beni almadan ilaç dolabına gitmesen iyi edersin. | Open Subtitles | تفعل حسنا بأن لا تتجه نحو خزانة الأدوية بدوني |
İlaç dolabının içinde bir sene öncesinden kalma reçetesi var. | Open Subtitles | هناك وصفة طبية كاملة داخل خزانة الأدوية أُصدرت قبل عام. كانت خائفة جدا من النوم. |
Biliyorum, ama ecza dolabı olarak varsayacağız. | Open Subtitles | أعلم، لكننا نتظاهر بأنها خزانة الأدوية |
Eğer ilaç dolabını açsak ve hapları saysak, geriye kaç tane kalmış olur? | Open Subtitles | إن فتحنا خزانة الأدوية وعددنا الحبوب، كم منها سيكون متبقيّاً ؟ |
Chloe'un kafasını ecza dolabına çarptığı konusunda pek emin değilim. | Open Subtitles | لا أظنُ أنَّ "كلوي" صدمت رأسها بالصدفة في خزانة الأدوية |
Bana ecza dolabından o küçük mavi haplardan getirir misin? | Open Subtitles | عزيزتي جيس هلا ناولتني حبتي الزرقاء الصغيرة من خزانة الأدوية |
İlaç dolabında leke kapatıcı buldum. | Open Subtitles | حسناً، لقد وجدت مُخفي سواد ما تحت العينين في خزانة الأدوية الخاصة بك |
Sanırım ilaç dolabında yedek konserve vardı. | Open Subtitles | أظن أن لديكِ قنينة احتياطية في خزانة الأدوية |
İlaç dolabında bir şeyler olmalı, | Open Subtitles | ويوجد بعض المواد في خزانة الأدوية |
İlaç dolabına ya da mücevher kasana girmediğime şükret. | Open Subtitles | أنت محظوظة لأنني لم أختبئ في خزانة الأدوية الخاصة بك أو في صندوقكِ للمجوهرات، |
Gecenin bir yarısı ilaç dolabına çarptım. | Open Subtitles | لقد إصطدمت فى خزانة الأدوية |
İlaç dolabının anahtarı kimde? | Open Subtitles | من لديه مفتاح خزانة الأدوية... |
- Peki, bu ecza dolabı. | Open Subtitles | -حسنا، هذه خزانة الأدوية |
Hiç bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim. Çünkü "İlaç Dolabını Yenileme Günü"nde hiç görmemişsin işte. | Open Subtitles | لم أره سعيدا كهذا من قبل ذلك لأنكِ لم تريه في يوم إعادة تخزين خزانة الأدوية |
Yan, ilaç dolabını getirmeyi unutmuşsun. | Open Subtitles | (يان ) ، إنك نسيت أن تحضر خزانة الأدوية |
Tuvalete girer girmez futbol şampiyonluk yüzüğümü ecza dolabına sakladım. | Open Subtitles | فور خروجي من الحمام، خبأت خاتم فوزي ببطولة كرة القدم في خزانة الأدوية. |
Daha şimdi ecza dolabından rastgele bir sürü şey aldım ve beni cidden korkutuyorsun. | Open Subtitles | هل يمكنك... تناولت بعض الأشياء العشوائية التي وجدتها.. في خزانة الأدوية الخاص بي إنك حقاً.. |