Ben odama gitmek istemiyorum. dolabımda şeytani bir maymun var. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى غرفتي يوجد قرد شرير في خزانتي |
Endişelenme, emniyeti kapalı. - Sanırım dolabımda bir şey unuttum. | Open Subtitles | لا تقلق إنه أمنة أعتقد بأنني نسيت شيئاً في خزانتي |
Ayrıca 7. sınıfta dolabıma o ördeği senin koyduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | واعلم انه انت الذي وضعت البط في خزانتي في الصف السابع |
Ayrıca bir daha arkadaşlarına meydan okumaya kalkarsan dolabımı bu işten uzak tut. | Open Subtitles | والمرة القادمة التي تريدين تحدي أصدقائك لفعل أشياء غبية أبقي خزانتي خارج الأمر |
Ve benim Dolabımın senin günlük giyim ihtiyacını karşılayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | و لا اعتقد أن خزانتي يمكنها تحمل هجومكِ اليومي عليها |
Sayfam için bir şeyiniz varsa, bir kağıda yazıp dolabımdan içeri atın. | Open Subtitles | إذا لديك شيء لصفحتي يجب أن تكتبه وإرمه في خزانتي وسأعود لك |
dolabım da ağzına kadar sakızla dolu! Kitap değil, sadece sakızla! | Open Subtitles | خزانتي مليئه بالعلكه لا يوجد كتب, فقط علكه |
- Kutumu. Yatağımın altında da, dolabımda da yer kalmadı. | Open Subtitles | لم تكن هنالك مساحة تحت سريري أو في خزانتي. |
Benim odamda saklayamayız çünkü dolabımda şeytani bir maymun var. | Open Subtitles | لا يمكننا إبقائهم في غرفتي لأن هناك قرد شرير يعيش في خزانتي |
dolabımda bırakıIan sütyenler bir ülkeye destek olarak yollanabilirdi. | Open Subtitles | عدد حمالات الصدر التي كانت موجودة في خزانتي.. كان يمكنها إشباع حاجة الدولة كلها. |
Asla bulamayacak ki. Çünkü ben çoktan buldum ve dolabıma sakladım. | Open Subtitles | لن يجدها أبداً، لأنّي سبقَ و وجدتُها و خبّأتُها في خزانتي. |
Bakın, kanaryayı dolabıma kim koydu bilmiyorum ya da ne anlama geldiğini. | Open Subtitles | انظروا، أنا لا أعرف الذين وضعوا الكناري في خزانتي أو ما يعنيه. |
Biri o kutuyu dolabıma, anahtarı da anahtarlığıma koydu. | Open Subtitles | قام أحدهم بوضع هذا الصندوق في خزانتي والمفتاح في سلسلة مفاتيحي |
Sanırım gidip dolabımı boşaltabilirim. Tamam. | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أذهب و افرغ محتويات خزانتي |
dolabımı karıştırmışsın! | Open Subtitles | ذهبت إلى خزانتي أعني قصدت النظرالى داخلها عندما |
Yedi eyalette yedi okul gezdim ve tek farklı olan şey Dolabımın şifresiydi. | Open Subtitles | سبع مدارس في سبع ولايات والشيء الوحيد مختلف مجموعة خزانتي. |
Dolabımın önünde sürekli pis havlu yığını oluyor. | Open Subtitles | هنالك دائماً كومة كبيرة من المناشف المتّسخة أمام خزانتي |
Çalışma masamızdan biraz para, dolabımdan birkaç kıyafet ve çubukta dondurma. | Open Subtitles | فقط بعض المال من مكتبنا بعض الملابس من خزانتي و مثلجات |
- Kitaplar sığar artık. - Benim dolabım kayboldu. | Open Subtitles | كتبك ستتع حقا في هذه الخزانة لقد اختفت خزانتي |
Lütfen. Ve acımasız ol. Hiç dolap hassasiyetim yoktur. | Open Subtitles | تفضلي، وكوني صريحة، لست حساساً تجاه خزانتي |
Çünkü dolabımdaki küçük, Chloe marka elbisenin etiketinde Rose'un ismi yazıyor. | Open Subtitles | لأنني لدي فستان مثير في خزانتي باسمِ روز في جميع أنحائه |
Bunlar bağışlanacak fakat şuradakileri dolaba geri as lütfen. | Open Subtitles | هذه الكومة ستذهب للخيرية والباقي أريدك أن تعلقيه مجدداً في خزانتي من فضلك |
Demek istediğim, babam hizmetçiden boyun masajı istemediği zamanlar, ne zaman duygusallaşmaya karar verirsem bunu dolapta, yapmamı söylerdi. | Open Subtitles | و يخبرنني أن ادخل في خزانتي عندما اصبح عاطفيه |
Hatta gardırobum küçük geliyor. | Open Subtitles | خزانتي لا تسعها كلها. |
dolabımdaydı,çok güzel,denemek istedim. | Open Subtitles | لقد كان في خزانتي , وجدته جميلاً لذا إرتديته |
Sen... Benim Kasamı kırdın, | Open Subtitles | لقد اقتحمتَ خزانتي. |
- Eğer depomu bastıysanız zaten sizde. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كُنتم قد أغرتم على خزانتي فأنت تملكونه بالفعل |
Annie Wilson'a tüm gardırobumu bırakıyorum. | Open Subtitles | ل(آني ويلسون)، سأترك خزانتي بالكامل. |