Özellikle de taze domates isteyenler için bu olanaksız görünüyor. | TED | وهذه تبدو مهمةً صعبة، خصوصًا لو كنت تريد طماطم نضرة. |
Özellikle de hiçbir fikrimiz olmadığı için Bu kuyunun istikrarlı olup olmadığı. | Open Subtitles | خصوصًا وأننا لا نعلم ما إذا كانت هذا البئر ثابث أم لا. |
Biliyoruz ki, köpek balıkları harekete geçince, Özellikle de saldırı için, çok çeşitli duyular kullanır, ancak görüş algısını hedeflerini belirlemek için kullanırlar, Özellikle de saldırıdan önceki son birkaç metrede. | TED | نعلم أن سمك القرش يستخدم مجموعة من المستشعرات عندما تقاتل، خصوصًا للهجوم، ولكن مجسات النظر هي أحد التي يستخدمونها لتحديد الأهداف، وعلى وجه الخصوص في آخر عدد من الأمتار قبل الهجوم. |
Hele de siz bu durumdayken. | Open Subtitles | خصوصًا وأنكِ لا تشعرين بأنكِ على ما يرام |
Pek tabii, ilgilenmiştik, Bilhassa yeni bebeğimiz yoldayken. | Open Subtitles | حسنًا، أجل، بالطبع كنا مهتمين خصوصًا مع طفل جديد في الطريق |
Bu hepimizin yaptığı bir şey, Özellikle de reddedilmenin ardından. | TED | وهذا شيء نفعله جميعًا خصوصًا بعد الرفض. |
Hiç kimse bir çocuğa nasıl görebileceğini öğretmez, Özellikle de erken yaşlarda. | TED | لا أحد يُعَلّم الطفل كيف يبصر خصوصًا في السنوات الأولى |
O kadar da çok kutucuk yok, Özellikle de bu kutucukların çoğunu kullandığımızı düşünürsek. | TED | لا يبدو أن هناك الكثير منها .. خصوصًا أننا استخدمنا الكثير منها في السابق |
Yazları bahçe çiçek doludur, Özellikle de lalelerle. | Open Subtitles | في فصل الصيف الحديقة تمتلى بالزهور خصوصًا ازهار التوليب |
Sonraları, Özellikle de yakın arkadaşım Hans Almanya'dan ayrılınca çok yalnız kaldım. | Open Subtitles | غالبًا أشعر بالوحدة خصوصًا منذ عادر صديقي هانس ألمانيا |
Özellikle de çocuklarımıza. | Open Subtitles | يجب أن نكون هنا دائمًا لنساعد بعضنا خصوصًا لمساعدة أطفالنا0 |
Hapishane Özellikle de orada olmayı hak ediyorsan kolay olmamalı. | Open Subtitles | والسجن لن يكون سهلاً خصوصًا عندما تستحق التواجد فيه |
Acımasız bir dünyada yaşıyoruz... Özellikle de kadınlar için. | Open Subtitles | إنّه عالم قاسي الذي نعيش به خصوصًا للمرأة |
Bir cinayet dosyası açmak, bir önseziden daha çok şey gerektirir Özellikle de Victor'un kariyeri, bir suçludan haber kaynağına dönerken. | Open Subtitles | عمل قضية جريمة قتل تتضمّن أكثر من مجرد حدس، خصوصًا عندما يكون الضحية بمهنة مجرم إنقلب إلى مخبر. |
Zaten hapishane kolay olmamalı, Özellikle de orada olmayı hak ediyorsan. | Open Subtitles | والسجن لن يكون سهلاً خصوصًا عندما تستحق التواجد فيه |
Bence bu inanılmaz derecede cazip bir fikir, özellikle Hindistan için. | TED | وهذه الفكرة رائعة جدًا، خصوصًا في الهند. |
Yabancıların iyiliğine de şahit oldum, özellikle Filipinler'deki uzak şehirlerde. | TED | لقد تعايشت مع طيبة الغرباء، خصوصًا حين نسافر إلى مقاطعات بعيدة في الفلبين. |
Bir kızı ağlarken görmek beni tamamen biçare kılar.... ...Hele ki kız güzelse. | Open Subtitles | رؤيتي لفتاة تبكي يجعلني عاجز تمامًا, خصوصًا إذا كانت جميلة. |
Ayrı kalmak zor olmalı, Hele ki şimdi. | Open Subtitles | لابدّ أنّ أمر افتراقكما صعب, خصوصًا الآن. |
Kamuoyu zaten yasaya karşı, Bilhassa isyanlar devam ederken. | Open Subtitles | الرأي العام ضد هذا القانون بالفعل، خصوصًا مع تزايد أعمال الشغب. |
2015 yılında, araştırmacılar anne sütü ve bebek salyası karışımı - özellikle, bebek salyası - stafilokok ve salmonelloz öldürmeye; yardım eden hidrojen peroksiti üreten bir kimyasal reaksiyona neden oluyor. | TED | في عام 2015، اكتشف الباحثون بأن مزج حليب الأم مع لعاب الطفل، خصوصًا لعاب الطفل، يسبِّب تفاعلًا كيميائيًّا ينتج عنه بيروكسيد الهيدروجين الذي يستطيع القضاء على البكتيريا العنقودية والسالمونيلا. |