Bana nişanlandığını söylemeyi unutan eski sevgilimden. | Open Subtitles | صديقي السابق، أنه فقط ذهب ليكمل خطبته و نسي أن يخبرني آسفة |
Aldım, sonunda Flora'yla resmen nişanlandığını duydum. | Open Subtitles | في الواقع نعم . لقد سمعت أنه تمت خطبته رسمياً على "فلورا" أخيراً |
Casuslarım bana Henry Tudor'un kendisini İngiltere Kralı ilan ettiğini ve Prenses Elizabeth ile nişanlandığını bildiriyor. | Open Subtitles | جواسيسي يقولون أن (هنري تيودرو) أعلن نفسه ملكاً لـ(إنجلترا) وأعلن خطبته من الأميرة (إليزابيث). |
Ne kadar sağlam olduklarını bilmiyorum ofisinde dolaşan dedikodulara göre homoseksüelmiş ve nişanı bu yüzden bozulmuş. | Open Subtitles | لا أعرف إلى أي مدى المعلومة في محلّها، فالشائعات حول مكتبه تقول أنّه شاذ جنسياً، وهذا هو سبب فسخ خطبته. |
Sanırım oğlun. Bugün kızımla nişanı vardı da. | Open Subtitles | أعتقد أنه ابنك واليوم خطبته على ابنتي |
Quinn'le nişanı bozan Barney ise kendini yavaş yavaş toparlamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | "بارني " فسخ خطبته مع " كوين " وكان يحاول ببطئ استرجاع نفسه كسابق عهدها |
nişanı atmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريده أن يحاول فسخ خطبته |