Öteki tehlikede olanlar ise, çılgın bir adamın kaprisine rehin olmuş, otobüs yolcuları. | Open Subtitles | والركاب الاخرين واقعين تحت خطر داهم والذين هم واقعين تحت رحمة مجنون |
Bu adamı bu gece yakalayamazsak çok uzun bir süre tehlikede olacaksın. | Open Subtitles | إذا لم نستطع الإمساك بهذا الرجل الليلة فستكون فى خطر داهم لمدة طويلة |
İmparator öldüğü zaman o ailenin tüm fertleri tehlikede demektir. | Open Subtitles | أي عضو من العائلة الملكية يعد في خطر داهم عند وفاة الامبراطور |
Silver Streak'te bir adam öldürüldü ... ve büyük tehlike içinde olan bir kız var. - Treni durdurmalıyız. | Open Subtitles | وتوجد فتاه فى خطر داهم ينبغى علينا ايقاف القطار |
Küçük kızımı kaçırdılar. Eşiniz ciddi bir tehlike içinde. Bir dakika. | Open Subtitles | لقد إختطفوا ابنتى زوجتك فى خطر داهم دقيقة من فضلك |
Şimdi ben de bu kuvvetli sadakatine güveniyorum çünkü paylaşmak üzere olduğum şey beni çok büyük tehlikeye atabilir. | Open Subtitles | الآن، أنا أعتمد على هذا الولاء الشديد لأن ما أنا على وشك إعلانه قد يضعني شخصياً في خطر داهم. |
Sizi uyarmam gerekiyor, büyük tehlikedesiniz. | Open Subtitles | على ان احذرك انتى فى خطر داهم |
Belki de yanlış kişi kazanıyordu veya çok iyi zaman geçiriyorlardı fakat bu kişinin gördüğü her neyse dama oynayan siyah insan ve beyaz insandan dolayı Güney insanlarının tehlikede olduğunu hissetmiş. | TED | وربما فاز الشخص الخطأ أو ربما كانوا يحظون بوقت جيد جدًا، ولكن أيًا كان ما شاهده هذا الشخص، من لعب هذا الشخص الأسود والأبيض للشطرنج، فقد جعلهم هذا يشعرون بأن أساس حضارة الجنوب بالكامل في خطر داهم. |
Ajanlarımıza göre büyük tehlikede olabilirsiniz. | Open Subtitles | عملاءنا يعتقدون أنك بالفعل فى خطر داهم |
Üzerinde "Cumhurbaşkanlığı Sarayı" yazan çantamı getir. Acele et, Xania büyük tehlikede. | Open Subtitles | (سأقوم بخطوتي الأخيرة في (بريزيدنتال بالاس و أسرعي (زانيا) في خطر داهم |
Neden? Gitmeliyim, hepiniz tehlikede olacaksınız. | Open Subtitles | يجب أن ارحل وإلا ستكونوا في خطر داهم |
Eğer kaynak evinizdeyse oğlunuzun hayatı tehlikede demektir. | Open Subtitles | لو كان هذا بمنزلك فابنك في خطر داهم |
Kadının büyük bir tehlikede olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | إنها الآن فى خطر داهم |
Bay Harker hayatınızın tehlikede olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | السيد (هاركر) يؤمن بأن حياتك في خطر داهم |
Nome büyük bir tehlikede. Stop. | Open Subtitles | البلدة فى خطر داهم |
Hayatınız tehlikede. | Open Subtitles | حياتك في خطر داهم. |
Bayan Hermione Granger'a, arkadaşları tehlike içindeyken soğukkanlı ve zeki davrandığı için 50 puan. | Open Subtitles | الآنسة هرميوني جرنجر لاستخدامها الهادئ لذكائها بينما كان الآخرون في خطر داهم 50 نقطة |
Babam dijital sanat okumamı istedi, ama o zaman pazarlanacak bir yeteneğim olup ciddi tehlike de olurdum. | Open Subtitles | لكنني كنت في خطر داهم لأنني لا أملك مهارة في التسويق. |
Elise'i hâlâ görüyor musun? Elise hâlâ görüşümüz dahilinde ama bu Amerikalı muhtemel bir tehlike içinde. | Open Subtitles | مازلنا نرى إليز وارد، ولكن الأمريكي في خطر داهم. |
Şimdi ben de bu kuvvetli sadakatine güveniyorum çünkü paylaşmak üzere olduğum şey beni çok büyük tehlikeye atabilir. | Open Subtitles | الآن، أنا أعتمد على هذا الولاء الشديد لأن ما أنا على وشك إعلانه قد يضعني شخصياً في خطر داهم. |
Kendinizi tehlikeye atmıyor musunuz ? | Open Subtitles | يمكنكِ ان تكونى فى خطر داهم بالدخول إلى هُناك |
Büyük bir tehlikedesiniz. | Open Subtitles | أنتِ في خطر داهم |