nişanlısı Glynnis Pane'le yaz sonu Kraliçe'nin huzurunda evlenecek olan Lord Dashwood, Clarissa adında bir de üvey evlat sahibi olacak. | Open Subtitles | اللورد داشوود هو الذى سوف يتزوج خطيبته جلانيس باين هذا الصيف و هو ايضا سوف يحتضن إبنة زوجته الجميلة كلاريسا باين |
Geleneklere göre, adam; eğer nişanlısı kaçmışsa yüzüğü geri alır. | Open Subtitles | رسميا يعاد الخاتم إلى صاحبه إذا قررت خطيبته الإبتعاد عنه |
Geleneklere göre, adam; eğer nişanlısı kaçmışsa yüzüğü geri alır. | Open Subtitles | رسميا يعاد الخاتم إلى صاحبه إذا قررت خطيبته الإبتعاد عنه |
- Hakan'ın nişanlısını, katillerinin koruması olmadan kılıçlarımızın altına atacağına inanıyor musunuz? | Open Subtitles | أتعتقد أن الخان سيحضر خطيبته تحت خطر سيوفنا دون أن يحرسها سفاحيه؟ |
nişanlısının üstündeyken uyuyakaldığını bildiğim için patronum bana çok kızgın. | Open Subtitles | ورئيسي غاضب مني للغاية لأنني أعرف أنه غط في النوم فوق خطيبته |
Oğlum, yeni nişanlısıyla bugün üniversiteden eve dönüyor, nişanlısı zenci. | Open Subtitles | لقد رجِع إبني من الجامعة إلى البيت رفقة خطيبته و الّتي تبيّن بأنّها سوداء |
nişanlısına gey olduğunu söyleyemiyor. Hamile olduğunu nasıl söyleyecek? | Open Subtitles | لا يمكنه إخبار خطيبته بأنّه شاذ، فكيف سيخبرها بأنّه حامل؟ |
Bakın, ben onun nişanlısıyım. Yardımım dokunabilir. - Dedektif Havenhurst? | Open Subtitles | أنا خطيبته و أظن أن بوسعي المساعده |
Hayır görebilirim çünkü sadece nişanlısı değil aynı zamanda avukatıyım. | Open Subtitles | نعم أستطيع, لأنني لست خطيبته فقط وإنما أنا محاميته أيضاً |
Titus masum olduğunu savundu, ailesi jüriye çıkıştı, nişanlısı ağlayarak olduğu yere yığıldı. Titus cezaevine götürüldü. | TED | واكد تايتس براءته وصرخت عائلته على هيئه المحلفين وانهارت خطيبته تبكي على الأرض وأخذ تايتس الى االسجن |
Evet nişanlısı onu terketti ve onunda kalbi kırıldı. | Open Subtitles | أجل, أخبرتنى بأن خطيبته تركته وقلبه محطم. |
Uzunca bir süre de yakalanmadılar. Ta ki bir tıp öğrencisinin önüne derste nişanlısı gelene dek. | Open Subtitles | ونجحوا في تجنب العقوبة حتى أكتشف طالب جثة خطيبته في المختبر |
Amy onun eski nişanlısı. Yaklaşık 6 yıl önce vefat etti. | Open Subtitles | إيمي كانت خطيبته السابقة ماتت من ست سنوات |
George'un nişanlısını mihrapta senin için bıraktığı doğru değil mi? | Open Subtitles | في الواقع,اليس صحيحا ان جورج ترك خطيبته عند المدبح لأجلك؟ |
nişanlısını eve götürmek için elinden geleni yaptı Tamam , ben hallederim , ben hallederim | Open Subtitles | خطيبته المتمردة إلى ديارها حسنا, سآخذها سآخذها |
nişanlısını ayarttığını... ve onun kalbini kırdığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرنى أنك انت الذى هربت مع خطيبته وتركته محطم القلب |
Marshall $5,000 hakkında düşündü ve nişanlısının bunu kazanış şeklini. | Open Subtitles | فكر مارشال بال 5000 دولار ومالذي كانت تقوم به خطيبته للحصول على هذا المبلغ. |
Tomas Shasta, nişanlısının masum şerif yardımcısına yemek pişirmesini yanlış algılamış olabilir mi? | Open Subtitles | هل كان توماس تشاستا يتضايق من كون خطيبته تطهو لنائب مفوض أبيض؟ |
nişanlısıyla nikah provasına gitti. | Open Subtitles | انه مع خطيبته يجريان بروفة زفافهما اليوم |
Eğer bir daha beni oğluma, nişanlısına ya da ailemden herhangi birine zarar vermekle tehdit edersen bu yıkımı başlatırım. | Open Subtitles | إن هدّدت بإيذاء ابني أو خطيبته أو أي فرد من عائلتي ثانيةً، سأضغط الزناد. |
Ama birinci dereceden akrabası yok ve ben nişanlısıyım. | Open Subtitles | ولكنه لا يملك أي اقارب أنا خطيبته |
Merton Dükü dümeni nişanlısından kırmış görünüyor. | Open Subtitles | وترى دوق ميرتون يُحدق فى خطيبته بغيظ |
Yoksa eski nişanlı mı demeliyim? | Open Subtitles | "و خطيبته "ولمينا سليتر |
Nişanlım var, eve eğer o... | Open Subtitles | انظر، لدي خطيبته. وإذا كانت أي وقت مضى... |
Tek akrabası nişanlısıymış. O da, şu anda cesedi teşhis etmek için geliyor. | Open Subtitles | الأقرباء الوحيدون له هي خطيبته وستأتي لتتعرف على الجثة |