Örneğin ben bir doktorum. Çok Tehlikeli bir ameliyat yapıyorum. | Open Subtitles | على سبيل المثال، أنا طبيبٌ أجري عمليّةً جراحيّةً خطِرة جدّاً. |
Bir çocuğun Tehlikeli şeylerle oynamasına izin vermemelisiniz! | Open Subtitles | لا يجب أن تدعي طفلًا يلعب مع أشياء خطِرة. |
Ses ötesi vücut için Tehlikeli olabilir ve ses dalgası silahlarıyla ilgili konuşmalar var. | Open Subtitles | موجات الصوت المتدنية قد تكون خطِرة على الجسد وحتّى أنّه كان هناك أحاديث عن أسلحة صوتية |
Dedikoducu Kız'ı devirmek, oldukça riskli bir hareket. | Open Subtitles | تحطيم "فتاة النميمة"... إن تلك لخطوة خطِرة للغاية... |
Yılın bu zamanında, erkek geyikler dişiler için dövüşür, oldukça tehlikelidir. | Open Subtitles | فيهذاالوقتمِن السنة، يُقاتل أيائل الذكور مِن أجل الاناث ويُمكن أن تكون خطِرة جدا ً |
Güzelliğini bilemeyeceğim ama tehlikelidir herhalde. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كانت جميلة لكنني أفترض أنها خطِرة |
Onlar her zaman Tehlikeli durumlarda kendilerini ortaya atarlar. | Open Subtitles | يضعون أنفُسهم في حالات خطِرة طوال الوقَت. |
- Ne kadar Tehlikeli veya uysal olursa olsun benim derdim. | Open Subtitles | سواء كانت خطِرة أم لا، فهذا شأني. |
Bu sürtük Tehlikeli bir oyun oynuyor. | Open Subtitles | هذه العاهرةُ تلعبُ لعبةً خطِرة |
Bay Başkan, bu belgeler açıkça gösteriyor ki oğlunuzu Michigan'dan Tehlikeli bölge olarak bilinen yerden alıp Florida'ya getirmişsiniz. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، هذه الوثائق تظهر بشكل واضح أنك أذنتَ بنقل إبنك من منطقة خطِرة غير معروفة في "ميشيغن" إلى "فلوريدا" |
Ama bir polis kirliyse onun tüm hayatı Tehlikeli bir durumdadır. | Open Subtitles | لكن الشُرطي الفاسِد... حياتُه كلها عبارة عَن حالة خطِرة. |
Sayfaları okudum ve Henry haklıydın, bunlar oldukça Tehlikeli. | Open Subtitles | قرأتُ الصفحات، و كنتَ محقّاً (هنري)، فجميعها خطِرة. |
Ama tehlikelidir, özellikle Baltar'ın durumunda biri için. | Open Subtitles | لكنها خطِرة وخصوصاً لشخصاً ما بمثل حالة (بالتر) |