Ekvatora gelen güneş ısısı, okyanusla kuzeye taşınıyor. | Open Subtitles | حرارة الشمس تصل الى خط الاستواء والمحيط ينقلها الى الشمال |
Ekvatora gelen güneş ısısı, okyanusla kuzeye taşınıyor. | Open Subtitles | أن حرارة الشمس تصل إلى خط الاستواء ثم تنقل إلى الشمال بواسطة المحيط |
Yazın, Ekvator'da da olabilirsiniz. | TED | في فصل الصيف، قد تكونوا إيضاً على خط الاستواء. |
Sinir kümeleri gibi bağlılar: Güney Kutbu'nda Mariapolis, Ekvator'da Ramachandran. | TED | مرتبطون مثل تجمّع: ماريابوليس في القطب الجنوبي، وراماشاندران على خط الاستواء. |
Ekvatorun güneyinde, kemik insanlarıyla kemik işleri. | Open Subtitles | جنوب خط الاستواء القيام بأمور خاصّة بالعظام مع أناس لديهم عظام |
Kuzey ekvatorda, en yakın kıta olan Kuzey Amerika'ya 4000 km uzaklıkta dünyanın en izole adalar zinciri Hawaii adaları uzanır | Open Subtitles | شمال خط الاستواء علي بعد4,000 كم من أقرب يابسة في شمال أمريكا تقع أكثر سلاسل الجزر انعزالاً في العالم ــ هاواي |
Ancak Dünya döndükçe ekvatordan Kuzey Kutbu'na hareket eden hava doğuya doğru, aşağıya doğru hareket eden hava batıya doğru yön değiştirir. | TED | لكن بما أن الأرض تدور، فالهواء المتحرك من خط الاستواء باتجاه القطب الشمالي يتجه شرقًا، والهواء المتجه عكسه يتجه غربًا. |
Ekvatora yakın olmasına rağmen bu tepeler geceleri o kadar soğuk olur ki kurtlar şafakta donla kaplanmış bir toprakla karşılaşır. | Open Subtitles | على الرغم من كونها قريبة من خط الاستواء هذه القمم شديدة البرودة ليلا مما تواجه الذئاب الصقيع فجرا |
410 milyon yıl önce, İskoçya güney Ekvatora yakın bir yerdeydi ve farklı bir dünya gibi görünüyordu. | Open Subtitles | العودة الى ما قبل 410 مليون عام ، كانت تقع اسكتلندا الى الجنوب من خط الاستواء وبدا وكأنه عالم آخر. |
Karanlık bir dalga kutuptan Ekvatora doğru uzanıyordu. | Open Subtitles | موجة سوداء تمتدّ من القطب نحو خط الاستواء |
Aslında, yıllardır Yengeç ve Oğlak dönenceleri düzenli şekilde 15 metre daha Ekvatora yaklaşmaktaydılar ve kimse bana bunu söylememişti. | TED | في الواقع ، لأعوام، انجرف مدار السرطان ومدار العقرب بثبات نحو خط الاستواء بمعدل يصل الى 15 متر كل عام ولم يخبرني أحد بذلك |
Küçüğünü Ekvatora bu kadar yakın göremezdin. | Open Subtitles | لا يمكن رؤية الصغير عند خط الاستواء. |
Bu antik insanlar Ekvator ve Oğlak Dönencesi arasındaki Güneş'in ultraviyole ışınlarına doymuş bölgede yaşıyordu. | TED | عاش هؤلاء البشر القدماء بين خط الاستواء ومدار الجدي، المنطقة المشبعة بأشعة الشمس فوق البنفسجية. |
Daha sıcak olursa ve daha hızlı dönerse, Ekvator bir taşma noktasına ulaşana kadar büyür ve büyür. | TED | إذا ارتفعت درجة حرارته وازدادت سرعة دورانه، يصبح خط الاستواء أكبر فأكبر حتى يصل إلى مرحلة حرجة. |
Bir milyon kilometrenin üzerinde kablo okyanus tabanını taramaktadır kıtaları birbirine bağlamak için, bu Ekvator çevresini 30 kere dönmeye yeterlidir. | TED | أكثر من مليون كيلومتر من الكابلات تتقاطع في محيطاتنا لتربط القارات أي ما يكفي للإلتفاف حول خط الاستواء حوالي ثلاتين مرة. |
Ekvatorun uzağında, kuzeyinde uzanan bu yer, kavurucu yaz sıcaklıklarından kutup soğuklarına dönüyor. | Open Subtitles | تقع في الشمال بعيداً عن خط الاستواء هنا مُرتفعات الصيف الحارقة تتغير فجأةً الى مُنخفضات قطبية مُتجمدة. |
Özellikle de Ekvatorun yakınlarında şiddetliymiş diye işittim. | Open Subtitles | لقد سمعت انه وقت مميت عند خط الاستواء كيف كانت رحلتك ؟ |
Bu monotonlaşmadan uzaklaşmak için başlattığım arayışımda, bir şey fark ettim: Dünya'daki okyanusların sadece üçte biri sıcak ve o da Ekvatorun etrafında ince bir çizgide. | TED | وفي إبان بحثي للتغلب على هذه الرتابة، أدركت شيئًا هو أن: ثلث محيطات الأرض فقط دافئة، وأنها توجد في شكل حزام دقيق حول خط الاستواء. |
Alan, kutupların yakınında ekvatorda olduğundan daha güçlüdür. | Open Subtitles | وإن المجال يُعد أقوى بالقرب من الأقطاب أكثر مما هو عليه عند خط الاستواء |
Bununla birlikte, ekvatorda bulunan sadece bir havaalanı, deneme için izin verdi: Başlangıç noktası, bitiş çizgisi ve uçakların yere iniş, kalkış veya yakıt ikmali yapabilecekleri. | TED | ولكن، هناك مطار واحد فقط علي خط الاستواء سمح للبروفيسور بأداء التجربة علي أرضه جعله نقطة الإنطلاق خط النهاية، والنقطة الوحيدة التي يستطيعون الهبوط عليها. الإقلاع أو إعادة ملئ الوقود علي الأرض. |
Bunlar, pratikte ekvatordan kutuplara kadar yüzebilen hayvanlar, yıl boyunca okyanusun tamamını çaprazlama geçip duruyorlar. | TED | وهذه هي الحيوانات التي يمكن أن تسبح عمليا من خط الاستواء الى القطبين ويمكن أن تقطع المحيطات كلها في غضون سنة. |
Taşma noktasını iterek ilerler ve ekvatordaki materyal, bir diske dönüşerek yayılır. | TED | وإذا ما تم تجاوز المرحلة الحرجة، تنتشر عناصر خط الاستواء مكونة قرصًا. |
Öğrenebildiğimiz kadarıyla Claridon ikinci dünya savaşında askeri gemi olarak ekvatoru 8 defa geçmiş. | Open Subtitles | عبرت خط الاستواء ثمانية مرات خلال الحرب العلامية الثانية كسفينة مجنّدة لكن حقيقة أشك انه كان هناك احد يلبس فستان حفل على السفينة |