| Çünkü zamanında burada çalışan bir kız arkadaşı vardı. Ayrılır ayrılmaz kızı şutladı. | Open Subtitles | لأنّه كان لديه خليلة ذات مرّة كانت تعمل هنا، وانفصلا، فقام بطردها بسرعة. |
| Pek tecrübesi olduğunu sanmıyorum. Onun ilk gerçek kız arkadaşı olabilirsin. | Open Subtitles | لا أعتقد أن لديه تجارب كثيرة قد تكونين أول خليلة له. |
| Kardeşimin eski sevgilisi SEC'de çalışıyor ve bana burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | خليلة أخي السابقة تعمل في مجال البورصة أخبرتني إنها في المدينة |
| Ama eğer kafanı bu şekilde kuma gömmeye devam edersen bırakıp işine dönebileceğin bir asistanın ve Kız arkadaşın olmayacak. | Open Subtitles | ولكن لو توقفت على وضع رأسك بالرمل لن تكون قادرًا على الحصول على مساعد أو خليلة لتعود للعمل من بعدهما |
| Evet, hayır, benim sevgilim var. | Open Subtitles | أعتقد أن بإمكانك مُطارحتها إن أردت لا ، لديّ خليلة |
| Vampir sevgilin olduğundan bahsetmemiştin. | Open Subtitles | إنك لم تذكر لي آنفاً أن لديك خليلة مصاصة للدماء. |
| Sonuçta adı oydu. Normal tipte bir adam. kız arkadaş, spor ve bira sever. | Open Subtitles | ، فقد كان هذا اسمه رغم كل شئ كان رجلاً عادياً له خليلة ويحب الرياضة وشرب الجعة |
| Her neyse, düşündüm de, artık bir kız arkadaşım olduğunu bilmek istersin. | Open Subtitles | لذا على أي حال ، إعتقدتُ أنّكِ يجب أن تعرفِ أنّ لديّ خليلة الآن |
| Biliyor musun? Hapiste böyle bir atışa birilerinin kız arkadaşı olur çıkarsın. | Open Subtitles | بالسجن ، برمية مثل تلك قد تصبح خليلة أحدهم هناك |
| kız arkadaşı olmadığını söylüyor. Görüştüğü kimse yokmuş. | Open Subtitles | إنّه يقول أنّ ليس لديه خليلة ولايواعد أيضا |
| Bob amcamın bir kız arkadaşı vardı. | Open Subtitles | العم ً بــوب ً كانت لديه خليلة . ربما كانت هــي ؟ ــ خليلة ؟ |
| Bob Rawlinson'ın kız arkadaşı. | Open Subtitles | خليلة ً بــوب راويلسون ً هي ً آنجليكــا ً فرنسية |
| Biraz karışık bir durum çünkü kız arkadaşı var, bu yüzden kimseye söyleyemiyorum. | Open Subtitles | الامر معقد لإن لديه خليلة لذلك لا اقدر ان اخبر اي احد |
| Eski bir sevgilisi olabilir. Zevk düşkünü bir tipmiş. | Open Subtitles | ربما تكون خليلة سابقة ، كان لعوباً بعض الشيء |
| Kardeşimin eski sevgilisi SEC'de çalışıyor ve bana burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | خليلة أخي السابقة تعمل فى مجلس التنسيق الأعلى، لقد أخبرتنى أنها فى المدينة, حسناً؟ |
| Kıçını gösterebilecek kadar havalı olan bir Kız arkadaşın olduğun için sevinmelisin. | Open Subtitles | و عليك أن تكون مسرورا لأن لديك خليلة رائعة لدرجة أن تـُظهــر مؤخرتهــا |
| Pekâlâ, arkanı dön, dışarı çık yine gel ve işin, araban, Kız arkadaşın, geleceğin ıvır zıvırın olmadığından bahsetme. | Open Subtitles | ثمّ تعود، ولا تتحدّث عن عدم حصولكَ على عمل أو سيّارة أو خليلة أو مستقبل أو قضيب |
| Yanlış. Çok fazla para kazanıyorum ama harcayacak sevgilim yok. | Open Subtitles | خطأ، فأنا أجني الكثير من المال وليس لديّ خليلة كي أنفق عليها |
| Vampir sevgilin olduğundan bahsetmemiştin. | Open Subtitles | أنت لم تذكر لي أن لك خليلة من مصاصي الدماء. |
| Ahlak masasından bir kız arkadaş yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أجد لي خليلة من قسم مكافحة الرذيلة |
| kız arkadaşım yok başımı sokacak bir evim yok. | Open Subtitles | لا خليلة لي، لا سقف يأويني، إلا إذا أخذت بالاعتبار سيّارتي |
| Muhtemelen bir başkasının sevgilisini öldürmeye gitmiştir. | Open Subtitles | إنّه على الأرجح بالخارج يقتل خليلة شخص ما. |
| O çocuğun sevgilisinin tişörtü olmalı. | Open Subtitles | لا بد و أنه قميص خليلة ذاك الشاب |
| Bir kız arkadaşının olmasının seni mutlu ettiğini duyduğum için onu sevmeye çalıştım tıpkı Sam'i sevdiğim gibi. | Open Subtitles | ومنذ أن سمعتُ أن وجود خليلة تجعلك سعيدا... ً حاولتُ جاهداً أن أحبّها... |
| Çok iyi! Biraz daha büyük olsaydın, kocamın metresi olmandan gurur duyardım. | Open Subtitles | أحسنت, سأكون فخورة إذا كبرت و أصبحت خليلة زوجى |
| Eğer biri seviyorsan, özgür bırak gitsin. Eğer eski sevgilisiyle takılıp aile kurarsa.. | Open Subtitles | إن كنتِ تحبّين شخصاً ما، أطلقي سراحه، إن واعد خليلة سابقة و كوّنا عائلة معاً |
| Geçen sene, sadece yapabileceğim için en iyi arkadaşımın kız arkadaşını çaldım. | Open Subtitles | العام المنصرم, سرقتُ خليلة صديقي المقرّب... فقط لأنني كنتُ قادرًا على ذلك. |
| Ben Nicholas'ın kız arkadaşıyım. hala balayı aşamasındayız. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا خليلة (نيكولاس) لقد بدأنا لتوّنا بالتواعد لذا، مازلنا في مرحلة شهر العسل بالكاد أنام، الكثير من فعلها |