Artık her hücre kendi görevini kendi yapıyor. | Open Subtitles | المثال الجديد هو أن كل خليه تعمل مستقلة عن الخلايا الأخرى |
Pekala, Talan, normal testlerle birlikte... başhekim, gözlerinden bir hücre örneği almak için kornea baskısı tatbik edecek. | Open Subtitles | الطبييب الرائد سوف يقول بفحص الأنطباع القرني ليأخذ عينه خليه من احد اعينك |
Bu özellikle şaşırtıcı, çünkü sistemdeki her bir organizma, her bir alt sistem, her bir hücre tipi, her bir gen kendine has çevresel koşullarında, kendine has tarihi ile evrimleşti. | TED | إنه مدهش على وجه الخصوص لأن كل كائن من هذه الكائنات الحية كل نظام فرعي ,كل نوع خليه , كل وحدة وراثية تم تضمينها بمحرابها البيئي الفريد من نوعه وتاريخها الفريد من نوعه |
New York' da terörist üyesi... sen her zaman onun suç ortağıdın... | Open Subtitles | انه يدير خليه في نيويورك انت كنت دائما شريكه |
Şimdilik görüştüğü kişileri bilinen terör örgütlerine bağlamakla yetineceğiz. | Open Subtitles | في الوقت الراهن تمكنا من تقييد المجندين الى خليه ارهابيه محدده |
EMP dalgaları yaratığın vücudundaki suyu ısıtarak ölümcül bir düzeye çıkarır ki bu da her hücreyi öldürür. | Open Subtitles | اى ام بى يرفع حراره الجسم لمستوى خطر برفع حراره الماء فى خلايا الوحش فهو يقتل كل خليه تقريبا |
Vücudumuzda 35 trilyon hücre var. Trilyon. Ulusal borcumuz ile aşık atabilecek seviyede rakamlar bunlar. | TED | لدى أجسامنا 35 ترلليون خليه . تريليون ، بحرف التاء ! ، نحن نتكلم عن أرقام توازي ديون دولة عظمى هنا. |
Belki onlara verdiğimiz bütün yiyeceklere baktılar ve "Teşekkürler, o kadar hızlanacağım ki gelecek yüzyıla yeni hücre yapacağım," dediler. | TED | ربما نظرت إلى كل الطعام الذي قدمناه لها وقالت: "شكرًا، الآن سأسرع كثيرًا لبناء خليه جديدة القرن المقبل." |
Rose Red tamamıyla ölü bir hücre değil. | Open Subtitles | هل تعلم ان "روز ريد" ليس خليه ميته فى الحقيقه |
Alexis ve Andre haberimiz olmadan bir hücre oluşturmuş. | Open Subtitles | لقد احضر "اندريه" و "اليكس" خليه عسكريه الى هنا بدون معرفتنا |
Bize anlatacak bir şeyi olan yüz trilyon hücre. | Open Subtitles | وكل خليه من المئة مليون لديها شئ لتخبرنا به . |
Erdoğan'ın hücreyi kontrol altına aldığını sanıyorlardı ama ya çift taraflı çalışıyordu ya da hücre ona bilerek yanlış bilgi verdi. | Open Subtitles | إنهم حسبوا إنه كان يعمل لدى خليه إرهابية، لذا، أما خدع من كان يتعامل معهم بالإستخبارات أو أن الخليه أستخدمته لنقل معلومات زائفة. |
Bilim adamı adı hayalet hücre olan bir şey yapıyor ve bir bufalonun içine koyuyor. | Open Subtitles | العالم يصنع شئ يدعى "خليه شبح" و يضعها بعدها في جاموسه. |
Fakat tüm hücreleriniz, tüm gen kodunuza sahip olduğundan, her hücre yeniden programlanabilir ve eğer kök hücre araştırmasını sonlandırmazsak ve eğer genomik araştırmaları sonlandırmazsak değişik vücut işlevleri yaratabiliriz. | TED | ولكن لأن كل خليه من الخلايا تحتوي على شفرة جيناتك بأكملها، ويمكن إعادة برمجة كل خلية، واذا كنا لا نتوقف عن أبحاث الخلايا الجذعية وإذا كنا لا نتوقف عن الأبحاث الجينية، للتعبير عن وظائف الجسم المختلفة. |
Yerel hücre. Kiralık silahlar. | Open Subtitles | خليه محليه ، قتله مأجورين |
Rose Red tam bir ölü hücre. | Open Subtitles | روز ريد" خليه ميته" |
-Sonra komaya girdi. Şimdi... -Şimdi ise ölü bir hücre. | Open Subtitles | ... والان - انه مجرد خليه ميته - |
New York' da terörist üyesi... sen her zaman onun suç ortağıdın... | Open Subtitles | انه يتزعم خليه في نيويورك انت كنت ولا تزال تعمل معه |
Yüzbaşının, yeni terörist hücresindekilerin kimliklerini bulmaya çok yaklaştığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن الملازم اصبح قريباً جداً ليتعرف على خليه ارهابية جديدة |
Bölge'deki bazı üst düzey kimseler ABD'de terörist hücreler oluşturduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | كان يريد وضع خليه ارهابيه فى امريكا |
Ajan Dorneget olayla ilgili olabilecek bir terör örgütü buldu. | Open Subtitles | العميل دورنيجي جمعنا معاً لنجمع معلوماتنا في خليه |
30 yıldır harekete geçmeyi bekleyen bir hücreyi çökertmiş olabilirsin. | Open Subtitles | انت لربما فجرت خليه من عميل سري, بعد 30 عاماً من الأنتاج. |